top of page

ŞANS MÜZİĞİ


Güzel bir yaz gününden herkese merhaba arkadaşlar. Yaşayan en ünlü Amerikalı yazarlardan biri olan Paul Auster tarafından kaleme alınan ''Şans Müziği'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

Kitabın başkarakteri Jim Nashe, otuzlu yaşlarında bir itfaiyecidir. Babasından kalan küçük bir miras sonrasında, tekdüze şekilde ilerleyen hayatından kurtulup çılgınlık yapmaya karar verir. İtfaiyecilik mesleğini bırakır ve etrafa para saçarak arabasıyla durmaksızın Amerika'nın dört bir yanında yol alır. Az miktarda parası kaldığında, Jack Pozzi isimli bir pokerci ile tanışır. Jim Nashe, Pozzi'nin iyi bir pokerci olduğuna ikna olduktan sonra geriye kalan parasıyla bir kumar oynamaya karar verir.

Pozzi, daha önceden muhasebeci olan Bill Flower ve gözlükçü olan Willie Stone isimli yedi yıl önce büyük ikramiyeyi kazanmalarıyla mesleklerini bırakan milyarder pokercilerle kumar oynamayı teklif eder. Jim Nashe, Pozzi'ye parasını verecek ve Pozzi de kendisi ve Nashe adına poker oynayacak, kazandıkları parayı yarı yarıya paylaşacaklardır. Pozzi kazanacaklarından emindir. Çünkü daha önce de Bill Flower ve Will Stone ile poker oynayıp kazanmıştır.

Nashe ve Pozzi, Flower ve Stone'un malikanelerine doğru yol alır. Eve vardıklarında Murks adında bir kahya karşılar onları. Murks ile aralarında geçen ilginç diyaloğun ardından Murks onları eve alır. Flower ve Stone, ilk etapta onlara eve gezdirir. Flower'ın antika eşya koleksiyonu ve Stone'un maket evi, Nashe'in ilgisini çeker. Evi gezdikten sonra, hep beraber akşam yemeği yerler. Ardından poker oynamak için masaya otururlar. O andan sonra, Pozzi ve Nashe'in hayatı eskisi gibi olmayacaktır.

Yalnızca çağdaş edebiyata değil, üstünde yaşadığımız gezegene bakışımıza da yepyeni boyutlar kazandıran roman, Auster'in şaşırtan hayal gücüyle hayatın anlamını sorgulatıyor. Oluşturduğu özgün kurgusuyla, okuru sıra dışı bir yolculuğa çıkarıyor. Karakterlerin psikolojik tahlillerini müthiş çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Tutku, hırs, şans, kuşku gibi kavramları iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir eser ortaya koyuyor. Nashe karakterinin klasik müziğe ve piyanoya olan tutkusuyla kültürel yönden müzik şöleni yaşatıyor. İnsanın zihninden geçen düşünce ve kuşkularla yaptıkları seçimin onları çıkmaz bir sona sürükleyişi trajik bir biçimde anlatılıyor.

Akıcı ve sade bir dille anlatılan kitabın sonu, beni şaşırtan ve hiç beklemediğim bir sondu. Açıklanmayan pek çok şey kaldığı için kitap yarım kalmış gibi hissettim. Fakat okurken büyük bir heyecan, merak ve keyifle okudum. Herkese tavsiye ederim.

Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

''İnsan bir başkasında kendini görmeye başladı mı, artık ona yabancı gözüyle bakamaz.''

''Ne kadar paran olursa olsun, yaşamında bir tutku yoksa, yaşamaya değmez.''

''Hangi işte çalıştığın önemli değil, yaptığın işten tat alıyorsan, bu gerçek bir ödüldür.''

''Müzik dertlerini unutmasını sağlıyor, kendini düşünmesine fırsat vermiyordu.''

Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Comments


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page