top of page

ZOR OLSA DA HAYAT DEVAM EDİYOR


Güzel bir kış ayından herkese merhaba arkadaşlar. Motivasyona ihtiyacım olan bir zamanda okuduğum ve kendime çok fazla şey kattığım bir kitabın yorumlarını sizlerle paylaşacağım bugün. Rövşen Abdullaoğlu'nun kaleminden yazılmış ''Zor Olsa da Hayat Devam Ediyor.'' Rövşen Abdullaoğlu, doğubilimci ve psikolog olmanın yanı sıra Azerbaycan'ın çok satan yazarlarından biridir. Motivasyon psikolojisi, felsefe ve teoloji türünde yayımlanmış 26 kitabı vardır. Bu kitap, bir kişisel gelişim kitabından öte insanın psikolojik olarak kendini ve motivasyonunu geliştirmesi için neler yapılabileceğine dair katkı sağlayabilecek bir kitaptır. Zaten bu anlamda motivasyon psikolojisi kitapları serisinde de yer alan bir kitaptır.

Rövşen Abdullaoğlu'nun bu kitabında hayata dair edindiği tecrübeler üzerine hikayeler mevcut. Bu hikayeleri samimi ve akıcı bir dille anlatması sayesinde kitabın sayfalarını bir arkadaşımla konuşur gibi çevirdim. Şimdi, psikolojimizi daha sağlam temeller üzerine kurabilmek adına neler yapılabileceğine dair tavsiyelere bir göz atalım dilerseniz.

Gelişim sürecinde ilk adım olarak 'zihnindeki engelleri kaldırarak başla.' ''Engel'' diye tanımladığımız şeyler aslında zihnimizin koyduğu setlerdir. Psikolojik olarak gelişimimize hazırlanabilmek için öncelikle zihnimizde yarattığımız engellerden kurtulmamız gerekiyor. İkinci adım olarak 'bardağın dolu tarafını gör.' Bilincimizi olumsuza yönlendirdiğimiz takdirde olumludan o kadar uzaklaşıyoruz. O yüzden yakın olduğumuz şeyin pozitif olmasını istiyorsak negatiflikten olabildiğince uzak durmamız gerekiyor. Karşılaştığımız her zorlukta mutlaka bize fayda sağlayacak bir şeyler olduğuna inanmamız gerekiyor.

Üçüncü olarak 'sitem etme.' İçinde bulunduğumuz dünya, bir mücadele alanıdır ve bu alan içinde zaman zaman düşüp kalkacağımızın bilincinde olmalıyız. Her şeyin dört dörtlük olması imkansızdır. Bu konuyla ilgili kitaptan bir hikaye paylaşmak isterim. Ünlü tenisçi Arthur Ashe 1980 yılında kalp hastalığı sebebiyle micro enfarktüs geçirir ve baypas olur. Sağlık durumu eskisi gibi profesyonel sporla uğraşmasına elvermediğinden sporu bırakmak zorunda kalır. Sekiz yıl sonra ise AIDS'e yakalandığını öğrenir. Bu hastalığın adını duymak bile pek çok insanı tedirgin ederken Ashe günlük hayatına eskisi gibi devam eder. Hatta sosyal faaliyetlerine daha fazla ağırlık verir. Hastalığa yakalanması Ashe'in moralini hiçbir şekilde bozmamıştır, hatta kendisi basın toplantısında halka açıklayana kadar kimsenin onun hastalığından haberi olmamıştır. Ölümcül hastalığa yakalandığı haberi duyulduğunda herkes çok etkilenir. Bir gazeteci duygularını gizleyemeyip Ashe'e sorar: ''Neden Tanrı size böyle adaletsiz davrandı?'' Ashe şöyle cevap verir: ''Dünyada elli milyon çocuk tenis oynamaya başlar. Onlardan sadece beş yüz bini profesyonel tenisçi olur. Elli bini yarışmalara girer, ellisi Wimbledon'da yarışma şansı kazanır. Dördü yarı finale, ikisi finale kalır. Bu ikisinden de sadece biri kazanır...Ben Wimbledon'da kazanıp şampiyonluk kupasını elime aldığımda Tanrı'ya 'Neden ben?' diye sormadım. Şimdi de 'Neden ben?' diye soramam.

Dördüncü adım olarak 'Abartma.' Karşılaştığımız her zorluğu ne yazık ki abartma, bir diğer deyişle 'pireyi deve yapma' eğilimine sahibiz. Aslında büyük sandığımız güçlükler gerçekte düşündüğümüz gibi değildir. Gerçek şudur ki olaylar değildir bizi korkutan, bizim olaylara verdiğimiz tepkilerdir. Öyleyse zorluklar karşısında yalnızca bakış açımızı değiştirerek kendimize fayda sağlayabiliriz. Hatalı duygularımıza, mantıklı çerçeveden baktığımızda gerçeği anlayabiliriz.

Beşinci adım 'Beklentilerini azalt ve muhtaç olma hissinden kurtul.' Biz insanlar ne yazık ki isteklerimiz karşılandıkça daha çok şeyi isteme, beklentilerimizi artırma eğilimdeyiz. Oysaki mutluluk az ve basit olanda gizlidir. 'İhtiyaçlarınızı, insanlara bağımlılığınızı en aza indirgeyin. O zaman gerçek anlamda özgürlüğe kavuşursunuz.'

Altıncı adım 'İçindeki şeytanı sustur.' İçimizdeki sesi susturmak tabii ki kolay bir durum değildir fakat onunla yaşamayı da biraz öğrenmemiz gerekiyor. ''Aklınıza durmadan motivasyonunuzu düşüren, karamsarlık oluşturan, özgüveninizi yok eden, size eksiklik duygusu aşılayan vesveseler gelir. 'Ya olmazsa?', 'Ya kaybedersen?', 'Zor olacak!', 'Kendine uygun bir iş bul!', 'Kandırma kendini!', 'Hangi işin oldu ki bu da olsun?' gibi sözler gelir.'' Gerçek şu ki o ses hep konuşur. Bunun farkında olmak ve o ses ısrarla söylemeye devam etse de ona kulak asmamak gerekiyor.

Çıktığımız bu yolculukta yedinci adım ise 'Pozitife odaklan, pozitif düşün.' Olumsuzun içinde bize birtakım fayda sağlayacak şeylerin de olduğuna inanmak gerekir. Genel olarak hayata karşı bakış açımızı pozitife çevirebilmektir mühim olan. ''İnsanın bilinçaltı çevreyi bir bütün olarak kabul ettiği halde, bütünün ancak bir kısmını bilince yani ön plana çıkarabilir. Çevreden aldığımız bütün görüntülerin içinden o anda neyi nasıl görmek istiyorsak öyle görürüz. Baktığımız gülün dikenini mi, yaprağını mı yoksa taç yapraklarını mı göreceğimiz tamamen hangisini görmek istediğimize bağlıdır.'' Çevrenizde olup biten olaylara karşı yaklaşımınız, hayata nasıl uyum sağladığınız, karşınıza çıkan koşulları nasıl lehinize çevirdiğiniz tamamen size bağlıdır. Hayata hangi pencereden bakarsanız bakın, göreceğiniz şey görmek istediğinizdir. Yani gözlüğünüzün camı hangi renkse o renkte görürsünüz. Olumlu görmeye odaklanırsanız onu görürsünüz.

Motivasyona ihtiyacım olduğu bir zamanda okuduğum bu kitap bana çok iyi geldi. Sizin de ruhunuza iyi geleceğini düşünüyorum. Bu kitap sayesinde kendime motivasyon ve kişisel gelişim anlamında pek çok katkı sağladım. Ben okurken fazlaca keyif aldım. Notlar alarak okumanızı tavsiye ediyorum. Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Comentarios


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page