top of page

YERALTINDAN NOTLAR


Güzel bir hafta sonundan herkese merhaba arkadaşlar. Rus edebiyatının muhteşem yazarı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'nin kaleminden ''Yeraltından Notlar'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

           Kitap, iki bölümden oluşmaktadır. ''Yeraltı'' olarak nitelendirilen birinci bölümde, kendisini hasta, kötü, suratsız bir adam olarak tanıtan biri konu edilir. 40 yaşındadır. Eskiden memur olarak görev yapmıştır. Ancak hastalığı sebebiyle işini bırakmıştır. Uzak akrabalarından birinden altı bin ruble miras kalmıştır, hayatını bununla idame ettirmektedir. Petersburg'ta yaşamaktadır.

           Kitabın ilk bölümünde, başkarakter insanlığa dair düşüncelerini, zihninin ''yeraltı'' olarak tanımladığı gizli kalmış köşelerinden açığa çıkarır ve biz okurlarla paylaşır. ''Hür irade'' ve ''arzu'' kavramlarını, insanların nankörlük ve erdemsizliklerini sorgulatan bir dille anlatır. Bir nevi deneme yazısı gibi olan bir bölümdür, konuşma havası içinde yazılmıştır. Başkarakter içinden çıkamadığı durumları, hezeyanlarını dile getirir. 40 yıllık yaşantısında deneyimlediği her şeyi zihninin karanlıklarından aralayarak, açık yüreklilikle okurlara sunar.

          Kitabın ikinci bölümü ''Sulusepkene dair'' başlığı ile başlar. Bu bölümde başkarakter 24 yaşlarındayken deneyimlediklerini paylaşır. Eski okul arkadaşlarından, onlara olan nefretinden bahseder. Liza isimli bir kadınla olan anısından söz eder. Zihninin çelişkilerini, dengesiz ruh halini, hayata dair düşüncelerini, kadına, aşka ve evliliğe dair kafasından geçenleri aktarır. 

          Kitap, insan bilincinin yeraltını konu alır. Yazar, oluşturduğu karakterin karmaşık düşünsel acılarını, ıstıraplarını tüm insanlığa atfederek karaktere isim vermez. Çünkü karakter bizden biridir, bizi anlatır. Karakterin psikolojik çözümlemelerini felsefik bir dille aktarır. Bu eser, Dostoyevski'nin diğer başyapıtlarının bir öncüsü olarak nitelendirilir. ''Suç ve Ceza'' eserindeki Raskolnikov karakteri, bu eserindeki başkarakterden esinlenilerek oluşturulur. Karakterin bilinçaltındaki karanlığı, mahzeni ve korkuları derinlemesine işlenilir. Kitabı inanılmaz etkileyici bulduğumu söyleyebilirim. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan Nihal Yalaza Taluy'un muhteşem çevirisiyle okudum. Sizlere de mutlaka tavsiye ederim.

          Kitapta altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

          ''Baylar, yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık.''

          ''Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir? Evet, hangisi daha iyi?''

          ''Bizi tek başımıza bırakın, elimizden kitapları alın o saat şaşkına döner, ne yana gideceğimizi, kimden yana çıkacağımızı, kimi sevip, kimden nefret edeceğimizi bilemeyiz.''

           Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Comments


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page