top of page

SONELER


Yaz mevsiminin son gününden herkese merhaba arkadaşlar. William Shakespeare'in kaleminden ''Soneler'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

İlk kez 1609 yılında yayımlanan 154 sone, İngilizcenin en bilinen şiir dizisidir. On altıncı yüzyılın sonlarında yazılmış olan sonelerde, insan ruhunun birçok boyutu yansıtılmıştır. Dünya edebiyatının en güzel örneklerinden biri olan bu şiirlerde, güzellik, gençlik, sevgi, ölüm, sanat, ayrılık, övgü, erdem, vefa, hasret, arzu, ihanet, düş, aşk, umut, sadakat, hastalık, delilik, saygı, suç, benlik, değer, kuşku, inanç, kıskançlık, hayal kırıklığı, karamsarlık, günah, acı, korku son derece duygulu bir şekilde dile getirilmiştir.

William Shakespeare'in iç dünyası sonelerindedir. Dramatik sesin değil, lirik sesin egemen olduğu sonelerin önemi büyüktür. Sonelerin büyük bir bölümü, benzeri az bulunur güzelliktedir. Ünlü yazarın dramatik sanatçılığı ile lirik sesi arasında bağ kurduğu için de oldukça ilgi çekici niteliktedir.

Sone türü, Rönesans İtalyasında başlamıştır ve Shakespeare'den önce İngiliz şiirinde geniş ölçüde kullanılarak geliştirilmiştir. Shakespeare, soneler ile eserinin en sağlam ve canlı örneğini vermeyi ustalıkla başarmıştır. Yazarın sanatında sonelerin yeri her zaman ayrı olmuştur.

Sonelerin adından bahseden ilk kaynak, Francis Meres'in 1598'de çıkmış bir kitabıdır. Shakespeare, sonelerini 1592'de yazmaya başlamış, büyük bir bölümünü 1595'ten sonra kaleme almış ve 1598 yılında tamamlamıştır.

Sonelerde, sarışın gencin, öteki ozanın ve esmer kadının kimliğinden bahsedilir. 154 sonenin ilk 126'sı sarışın, güzel ve soylu bir gence yazılmıştır. Birkaç sonede Shakespeare bir rakip ozanın soylu gencin gözüne girmiş olduğundan yakınmıştır. Diğer sonelerde bahsedilen esmer kadının kimliği ise gizli kalmıştır.

Kitapta açık ve duru bir dil kullanılmış, çok sayıda kısa kelimeden yararlanılarak bir ahenk yakalanılması yoluna gidilmiştir. Otobiyografik türde olmasa da, yazarın iç dünyasını ve ruhunu apaçık ya da üstü kapalı olarak yansıtmıştır.

Kitabın genel konusu sevgi üzerinedir. Kitapta dört ana karakter vardır. Bunlar ozan, sarışın erkek sevgili, esmer kadın ve rakip ozandır. Ozan karakterinin William Shakespeare'in kendisinin olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Sarışın erkek sevgiliye güçlü bir sevgiyle bağlıdır. Ancak rakip ozanın göze girmesi neticesinde dramatik durumlar oluşur ve sadakatsizlik vurgulanır. Esmer kadına duyduğu aşkta da Elizabeth çağının gerçek güzellik olarak gördüğü sarışınlığa kıyasla esmerliğin üstün olduğunu savunmaktadır.

Ruhun derinliklerini aşkla, sevgiyle, tutkuyla aydınlatan Shakespeare, kendi yaşantısını anlatsa da anlatmasa da müthiş ince duygularla, okuru derinden etkileyerek eserini büyük bir ustalıkla ortaya koymuştur. İnsanın hissettiği birçok duygu karmaşasını her sonesinde lirik bir dille açığa çıkarmıştır. Okurken duygulanmamak, heyecanlanmamak ne mümkündü diyebilirim. Dünya klasikleri arasında yer alan bu muhteşem eseri kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum arkadaşlar.

Sözlerime kitapta altını çizdiğim bir alıntıyla son vermek istiyorum:

''Sen ki müziksin, müzik dinlerken hüznün niye?''

Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Comments


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page