SEVGİ NEREDEYSE TANRI ORADADIR

Güzel bir Şubat akşamından herkese merhaba arkadaşlar. Lev Tolstoy tarafından kaleme alınan ''Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

Tolstoy, bu kitabını ömrünün son yirmi beş yılında yazmıştır. Kitap, ''Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır'', ''Polikuşka'', ''Üç Ölüm'', ''Asuri Hükümdarı Asarhadon'', ''İlyas'', ''Küçükler Büyüklerden Akıllı Çıktı'' ve ''Tavuk Yumurtası Büyüklüğündeki Tohum'' olmak üzere yedi öyküden oluşmaktadır.

''Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır'' öyküsünde, eşini ve oğlunu kaybeden ayakkabı tamircisi Martin Avdeiç'in sürüklendiği derin ıstıraplar sonunda Tanrı'nın gücünü keşfetmesiyle huzur buluşu anlatılmaktadır. Sevgi, merhamet, iyilik gibi değerler öyküde ön plandadır. İyilik yaparak çektiği acılardan kurtulan Avdeiç'in kendini bulması konu edilmektedir.

''Polikuşka'' öyküsünde, eşi ve çocuklarıyla bir köyde yaşayan Polikey'in eskiden işlediği günahları bir daha işlememek adına kendine ve hizmet ettiği hanımefendisine söz verişi konu edilmektedir. Hanımefendisi bir gün Polikey'den içerisinde yüklü miktarda para bulunan zarfı bahçıvandan alarak kendisine getirmesini ister. Polikey, nefsine hakim olarak bu parayı aldığı gibi ona hiç dokunmadan hanımefendisine götürmek ister. Fakat şapkasının altına koyduğu bu zarfı yolda düşürdüğünü fark eder. Her yerde aramasına rağmen bulamaz. O günden sonra kendisini hazin bir son beklemektedir. İncil'de yazdığı üzere tüm günahların paradan geldiğine inanıldığına vurgu yapan öykü, insanlığın paradan daha önemli ve değerli olduğunu anlatmaktadır. Öykünün sonunda güzel bir mesaj verilmektedir.

''Üç Ölüm'' öyküsünde, ölüm döşeğinde olan genç, zengin bir kadın ile bir şoförün ölümüne yer verilir. Bu iki ölüm beklenen bir durumdur. Ancak üçüncü ölüm, Ölüm döşeğindeki şoförün çizmelerini almak şartıyla ona mezar taşı yaptıracağına dair söz veren genç bir adamın sıra dışı ölümüdür.

''Asuri Hükümdarı Asarhadon'' öyküsünde Asarhadon'un, Kral Lailie'ye ve onun askerlerine yaptığı zulümler karşısında başına gelen ilginç bir olay neticesinde pişman olup Kral Lailie'yi serbest bırakması anlatılır. Hayatın anlamının onun süresinde olmadığı mesajı verilir. Bazen çok kısa süren hayatlar, uzun süren birçok hayattan daha anlamlı olabilir. Birine yapılan herhangi bir kötülüğün bir gün mutlaka insanın kendisine döneceği vurgulanır.

''İlyas'' öyküsünde, elli yıl boyunca varlıklı bir hayat süren İlyas ve ailesinin bütün mal varlığını kaybettikten sonra bir adamın evinde hizmetçi olarak çalışmaya başlamasıyla gerçek mutluluğu buluşu anlatılır. Maddi değerlerin değil, manevi değerlerin mutluluk verdiği vurgulanır.

''Küçükler Büyüklerden Akıllı Çıktı'' öyküsünde, kavga eden iki küçük kız çocuğunun kavgalarına ailelerinin de karışıp kavganın büyüdüğü sırada, barışan bu iki kız çocuğunun oyunlarına kaldıkları yerden, kin tutmadan, masumca devam ettikleri konu edilir. Bunu gören aileleri de çocuklarından örnek alarak kavgayı sonlandırırlar. Bu öyküde, ''Küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliği'ne giremezsiniz'' alıntısı şahaneydi.

''Tavuk Yumurtası Büyüklüğündeki Tohum'' öyküsünde, tavuk yumurtası büyüklüğündeki çavdar tanesinin nerede yetiştiğine dair kralın bilge adamlara ve sonrasında da köylülere soru sorması konu edilir. Yaşlı bir adamdan aldığı cevap kralı düşündürür. Eskiden insanların kendi paylarına düşenle yetindiği ve başkalarının malına göz dikmediği mesajı verilir.

Birbirinden güzel öğütler ve bilgiler içeren, muhteşem kurgudaki yedi farklı öykü, Tolstoy'un kaleminin gücüyle, ustalıkla, açık ve anlaşılır bir dille ortaya konulmuştur. Okurken fazlasıyla etkilendiğim, sahip olduğum değerlerin kıymetini bildiğim bir eser olduğunu söyleyebilirim. Manevi değerlerin maddi değerlerin üstünde olduğu mesajları verilen öykülerde sevgi, alçak gönüllülük, azla yetinme, merhamet, iyilik, yardımseverlik gibi insani duygular işlenmiştir. Her öyküde Tanrı'nın gücünün yüceliğini bir kez daha keşfedeceksiniz. Gerçekten de sevgi neredeyse Tanrı da oradadır.

Bol kitaplı günler, sevgiyle...