top of page

OTOMATİK PORTAKAL

  • Yazarın fotoğrafı: Admin
    Admin
  • 19 Mar 2021
  • 3 dakikada okunur

Harika bir bahar gününden herkese merhaba arkadaşlar. Anthony Burgess tarafından kaleme alınan ve Dost Körpe tarafından dilimize çevrilen ''Otomatik Portakal'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.


İngiliz romancı, besteci ve eleştirmen Anthony Burgess'a tedavi edilemez bir hastalık tanısı konuyor. Bu yüzden ilk eşi geçimini sürdürebilsin diye bir yıl içinde beş buçuk roman yazıyor. Bu bir yılın sonunda ise teşhisin yanlış olduğuna karar veriliyor. Bu süreçte artık tanınan bir yazar oluyor. Yaşadığı bu acı deneyimi ''Otomatik Portakal'' kitabında oluşturduğu karakterler üzerindeki öfkeye yansıttığı söyleniyor.

Cockney dilinde ''uqueer as as clockwork orange'' deyişi gariplikleri barındıran kişi anlamına gelmektedir. ''Otomatik portakal'' tam da bu deyişe uygun, Pavlov kanunlarının uygulanmasına dayalı bir hikayedir.

Akıcı, anlaşılır bir dille anlatılan ve distopik bir hikaye olan bu kitap, okuru düşünmeye ve sorgulatmaya yönelik bir kitap olması açısından oldukça faydalı. Üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde baş karakter Alex ve grubunun yaptığı kötülükler, ikinci kısımda Alex'in hapishane deneyimleri ve deneye maruz kaldığı durumlar, üçüncü kısımda ise Alex'in hapishane sonrası yaşadığı olaylar anlatılıyor.

Kitabın baş karakteri Alex ve üç arkadaşı Pete, George ve Dim gece olduktan sonra dışarı çıkıp akıl almaz kötülükler yapıyorlar. Önüne gelen her insana işkence etmekten büyük haz duyuyorlar. Hırsızlık yapıp, kadınlara tecavüz ediyorlar, insanları dövüp, yaşlıları korkutmaktan çekinmiyorlar. Ve bütün bunları yaparken en ufak bir vicdan azabı hissetmiyorlar. Aksine tüm bunları keyifli bir işmiş gibi yapıyorlar.

Kendine özgü bir konuşma tarzı ve entelektüel bir müzik zevki olan grubun en küçük üyesi Alex ve arkadaşları bir gün liderlik tartışması yaşıyorlar. Bu tartışmanın ardından Alex'i bir eve zorla girmesi konusunda ikna ediyorlar. Aslında bunun bir tuzak olduğunu, arkadaşları tarafından yarı yolda bırakılmasıyla anlıyor Alex. Anlıyor anlamasına da artık geç oluyor. Çünkü hapishaneye giriyor.

O dönem çeteler çoğalıyor, suç oranları artıyor ve devlet hapishanedeki suçluları ıslah edebilmek adına bir rehabilitasyon uygulamasına geçme kararı alıyor. Doktorlar ve bilim adamları bir deney başlatıyor. Bu rehabilitasyon programı ile suçluları iyi birer vatandaşa dönüştürmeyi hedefliyorlar. Alex, bu deney için seçilen deneklerden birisi oluyor. Şiddet içeren filmler izletiliyor, ilaçlar veriliyor. Tedavi sürecinde 'Ludovico Tekniği' uygulanıyor. Pavlov'un köpeklere uyguladığı koşullanma tekniğinin insanlara uyarlanmış hali de denilebilir. İki haftalık uygulanacak deney sonucunda deneklerin özgürlüklerine kavuşabilecekleri söyleniyor. Hapishanede geçen iki yıllık ve rehabilitasyonda geçen iki haftalık sürecin sonunda, Alex artık özgürdür. Üstelik artık kötü bir insan değildir. Suç işleyemez duruma geliyor çünkü rehabilitasyon uygulamasındaki görüntüler ve izlediği görüntülerin ardındaki müzik her an aklına gelmektedir.

Yazar, gelecek için öngördüğü bu distopya kurgusu için argo bir dil kullanıyor. Okurken, bu ilk etapta ilginç gelse de okudukça bu dile alışıyorsunuz. Kanınızı donduracak şiddet içeren sahneleri okumak da zor gelse de hikayenin seyriyle okucuyuda tatlı bir merak oluşuyor ve okumaya devam ediyorsunuz.

İyilik ve kötülük kavramlarını şiddet, suç ve ceza üçgeninde işleyen bir roman olan ''Otomatik Portakal'', yazıldığı dönem göz önüne alındığında bir suçlunun devlet eliyle ıslah edilme biçimini ve bunun sonuçları üzerinden distopik bir gelecek atmosferini okuyucuya yansıtır. Suçluları yeniden topluma kazandırma projesiyle laboratuvar çalışmasına tabi tutularak kişiliklerini düzeltmeleri hedeflenmektedir. Fakat toplum baskısıyla yapılan seçimler bizi iyi birer insan yapar mı? Suç neden oluşur? İnsanları suça iten nedenler nelerdir? Bütün bunları, kitabı okumuş olan arkadaşlarımla tartışmaktan keyif duyarım.

Distopik toplumlarda her türlü baskı ve kontrol vardır. Distopik toplumlar zulüm, terör, fakirlik veya çok ilerlemiş teknolojinin topluma olumsuz yansımasının olduğu kurgusal toplumlardır. Kitabı okuduğunuzda ''distopya'' kavramını içselleştirerek yaşayacağınızı söyleyebilirim.

Kitapta altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim arkadaşlar:

''Ne de olsa bugünlerde her şey çabucak değişiveriyor ve herkes çabucak unutuveriyor, pek gazete okunmaması da cabası.''

''Koltuk altında kitaplar taşıdığını görüyorum kardeşim. Bugünlerde hala kitap okuyan birine rastlamak gerçekten nadide bir zevk kardeşim.''

''İyiliğin sebebini aradıkları yok, öyleyse niye tersini merak ediyorlar ki?''

''Hem modern tarihimiz, bu büyük makinelerle savaşan cesur, küçük bireylerin öyküsü değil midir kardeşlerim?''

''Tanrı ne ister? Tanrı iyilik mi ister yoksa iyi olma seçeneğini mi? Kötülüğü seçen bir insan, kendisine iyilik dayatılmış bir insandan bazı açılardan daha üstün olabilir mi?''

''Gördüğünüz gibi deneğimiz paradoksal bir şekilde kötülüğe zorlanırken iyiliğe zorlanıyor. Şiddet uygulama niyetine, yoğun fiziksel rahatsızlık hisleri eşlik ediyor. Denek bunları savuşturabilmek için tamamen zıt bir tavrı benimsemek zorunda kalıyor.''

''Anladığım kadarıyla günah işlemişsin, ama cezan çok ağır olmuş. Seni insanlıktan çıkarmışlar. Artık seçme şansın yok. Toplumun onayladığı eylemlerin dışına çıkamıyorsun, sadece iyilik yapabilen küçük bir makinesin.''

''Ama asıl günah, temel hedefler. Seçim yapamayan biri insanlıktan çıkar.''

''Bazılarımız mücadele etmeli. Büyük özgürlük geleneklerini savunmak gerek. Ben partizan değilim. Rezalet gördüm mü düzeltmeye çalışırım. Parti isimlerinin hiçbir anlamı yok. Sadece özgürlük geleneği önemli. Sıradan insanlar ondan vazgeçecektir, ah evet. Daha sakin bir hayat uğruna özgürlüğü satacaklar. Bu yüzden dürtüklenmeleri, dürtüklenmeleri gerekiyor...''

''Sanki iyileşmek için kötüleşmem gerekmişti.''

''Pencereyi açın da içeri temiz hava girsin, taze fikirler girsin, yeni bir hayat tarzı girsin.''

Okurken oldukça keyif aldığım, sorguladığım bu muazzam eseri sizlere de tavsiye ederim arkadaşlar. Okuyalım, okudukça paylaşalım. Bol kitaplı günler, sevgiyle...

 
 
 

Comments


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud

© 2023 by The Book Lover. Proudly created with Wix.com

  • Grey Facebook Icon
  • Grey Twitter Icon
  • Grey Google+ Icon
bottom of page