MUTLULUĞU KAYBETTİĞİN YERDE ARAMA

Güzel bir haftadan herkese merhaba arkadaşlar. Klinik psikolog ve yazar Beyhan Budak tarafından kaleme alınan ''Mutluluğu Kaybettiğin Yerde Arama'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

Hayatta kontrol edebileceğimizi düşündüğümüz şeylerin aslında çok az bir bölümünü kontrol edebilme gücümüzün olduğunu anlatan kitap, okura aktardıklarıyla öğretici nitelikte ve güzel bir kişisel gelişim kitabıdır. İnsanın kendisine doğru mesafeden bakması için pratik ipuçları taşır. Tamamen değişmesi mümkün olmayan insanın çok küçük yüzdelikteki değişimden bile verim alacağını vurgular.

İnsanın kim olduğunu anlayabilmesi için ilk olarak bakması gereken yer temel benlik ve sosyal benlik ayrımıdır. Temel benlik, kişinin ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan otantik benliktir. Sosyal benlik ise çevresel faktörlerin kişiden beklentilerini ele alır. Zihinsel ve fiziksel olarak sağlıklı insan, temel benlik ve sosyal benlik arasındaki dengeyi sağlayabilendir.

Kendini keşfetmek amaçlı, değiştirmek isteyip de değiştiremediğin durumları yazmanı ister yazar. Çeşitli ödev ve görevlerle, anlattıklarını daha ilgi çekici hale getirir. Anlattığı her başlığın sonunda, vurgulanan konuyu küçük bir tabloda tekrar dile getirir. Çeşitli hikayeler, alıntılar ve örnekler üzerinden aktardıklarını daha etkin biçimde sunar. Basit, sade ve akıcı dille anlatılanlar okur için oldukça keyiflidir.

Yaşadıklarımız konusunda artık yapacak bir şeyimiz kalmamışsa bir diğer deyişle yaşadıklarımız kontrol dışıysa, hayatımızın yaşanmamış kısımlarını da öfke durağına hapsetmemek gerekir. Çünkü önemli olan geçmişe üzülüp, kahrolmak değil geleceğe yön vermektir.

Kimse mükemmel değildir. Her insan kusurlarıyla güzeldir. İnsanların kusurlarıyla daha sıcak ve samimi bulunduğu da bir gerçektir. Bu psikolojik etkiye Pratfall Etkisi denilmektedir. Mühim olan kusurlarımızın bilincinde olup, hayattan tat alabilmektir. Neticede insan, her konuda en iyisini en doğrusunu yapamaz. Bazen akışına bırakmak gerekir. Ancak bu şekilde huzura erişebilir.

Mutluluk sonuçta değil, süreçtedir. Mücadele, yaşamın hakkını vermektir. Ulaşmayı istediğin bir hedefin olduğunda, bu yolda gösterdiğin çaba seni mutluluğa götürür. En güzel zamanların, mücadelelerle geçen zamanlarındır. Çünkü bu zamanları, ileride tatlı anılar olarak anımsayacaksın.

Kendini iyi ifade et. Çünkü çok yetenekli olanlar değil, kendini iyi ifade edebilenler iyi yerlere geliyor. Yeteneğini kullanmadığın takdirde, yetenekli olmanın bir anlamı yoktur. Susma, iletişim kur. İçine attıkça içindekiler bir çığ gibi büyür ve bir zaman sonra geri dönüşü olmayan durumlarla karşı karşıya kalabilirsin. Söylediklerin yüzünden seni sevmeyenler olacaktır. Bırak seni sevenler yola seninle beraber devam etsinler.

Aydınlandığın ve değişime kucak açtığın nokta kendi başlangıç noktandır. Nerede bıraktıysan oradan başlamalısın. Önemli olan bu yolda ufak adımlarla yavaş yavaş başlamaktır. Başkalarıyla kendini kıyaslama. Bu hayatta herkesin yapabilecekleri farklıdır. Odağını güçlü yönlerine çevir. Aşırılıklardan uzaklaş. Her şeyde dengeyi kurmak için çabala.

Yaşadığımız olaylar değildir bizi kötü hissettiren, onları yorumlayış şeklimizdir. Bakış açımızı olumlu yönde değiştirerek, farkındalık yolunda adım atmış oluruz. Bu da hayatı anlamlı kılar. Güçlü insanların en temel özelliği, kendilerini bilerek yaşamaları ve dünyayı yorumlayış biçimleridir.

Yazarla tanışma kitabım olan bu kitap, kısa ve keyifli bir yolculuktu benim için. Yazarın da tavsiyesi üzerine kitabı çok fazla çizerek, karalayarak okudum. Altını çizdiğim satırları geriye dönerek tekrar tekrar okudum. Verimli bir okuma oldu. Sizlere de çok iyi geleceğini düşünerek, kitabı okumanızı mutlaka tavsiye ediyorum arkadaşlar.

Kitaptan bir alıntıyla sözlerime son veriyorum:

''Diğer insanların sevgisinden önce ihtiyacın olan şey, kendi kendine gösterdiğin sevgi ve anlayıştır.''

Bol kitaplı günler, sevgiyle...