LOVE IN VAIN (KARA SEVDA)

Güzel bir hafta sonundan herkese merhaba arkadaşlar. Blogumda tür olarak daha önce yer vermediğim grafik roman türünde olan, Jean-Michel Dupont ve efsanevi çizer Mezzo'nun iş birliğiyle ortaya konulmuş ''Love In Vain'', Türkçe çevirisiyle ''Kara Sevda'' kitabının yorumunu paylaşacağım bugün sizlerle.

Dilerseniz öncelikle Robert Johnson kimdir bundan bahsedelim. Mississippi'nin kırsal bölgelerinden Hazlehurst'ta dünyaya gelen Robert Johnson, çocukluğunu göçmen kamplarında ve pamuk tarlalarında çalışarak geçirmiştir. Erken yaşta evlenen Johnson, 16 yaşındaki eşini doğum sırasında kaybedince kendini tümüyle müziğe adamıştır. Zamanının büyük bir kısmını gitarı ve müziğiyle geçirmiştir. Rivayete göre bir gece fidanlığa gittiğinde şeytanla karşılaştığı ve ruhunu ona sattığı söylenir. Şeytanın ise bunun karşılığında Johnson'un gitarının akordunu değiştirip ona geri verdiği söylenir. 27 yıllık hayatı, çalıştığı barın sahibi tarafından zehirlenerek son bulur. Uğursuz yaş 27 efsanesini başlatan isim Robert Johnson'dur.

Kitap, tutkulu bir blues sevdalılar için muazzam bir grafik romandır. Olağanüstü çizimleri, anlatımının niteliği, metinlerin şiirselliği ve illüstrasyonlarının görkemi ile başyapıt olarak nitelendirilecek türdedir. Robert Johnson'un hayatını etkileyici bir üslupla ele alan bu kitap biyografi türündedir. Kısacık ömrüne büyük bir yetenek ve müzik adamı sığdırmayı başarmış olan Johnson'un kitabın sonunda yer alan yazıp bestelediği blues türünde şarkılarının bir kısmı yer almaktadır. Bu yönüyle de müzikseverler için enfes bir kitaptır.

Irkçılığın egemen olduğu o dönemin siyahiler için zorlu bir yol oluşuna şahit olacağınız bu kitapta, yoksulluğun ve ayrımcılığın ruhunu sonuna kadar hissedeceksiniz. Gitarıyla yola çıkmış, mütevazi bir hayat süren bir adamın dikenli yollardan geçerek pek çok olayın içinde kayboluşunu ve müzikle teselli buluşunu satırlarda okuyacaksınız. Bu yönüyle kitap bana, beğenerek izlediğim ''Green Book'' filmini anımsattı.

Efsane müzisyenlerin birbirini desteklemesi gibi güzelliklerin yanı sıra, gönül ilişkilerinin de göz önünde olduğu aşk ve romantizm temalarının işlenmesinin de şarkıların satırlarında ruh buluşunun ilginizi çekebileceği görüşündeyim. Bluesseverler için vazgeçilmez bir kaynak olacak bu muazzam grafik romanın daha çok okura ulaşması ve daha çok duyulup, okunması beni de mutlu eder açıkçası. Türkiye'de eksikliğini fazlasıyla hissettiğimiz bu türde kitapların var olduğunu bilmek bizler için sevindirici. Bu kitabın daha çok arkadaşım tarafından keşfedilmesi için kesinlikle tavsiye ediyorum.

Kitapta altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

''Şeytan icadı müzik...Evet, belki de öyle...Ama acı içindeki ruhları ondan daha iyi ne teskin eder ki?''

''Öldüğümde bana çiçek göndermek gereksiz, cesetler kitapları koklayamazlar.''

''Demiryolunun sınır çizgisi olduğu, bir beyazın bakışıyla karşılaşmanın bir siyah için ölümcül yazgıyı ortaya çıkarttığı güney.''

''Yaşlı şeytani ruhum otobüse binip sıvışabilsin diye yol kenarına gömülmek istiyorum.''

Bol kitaplı günler, sevgiyle...