KUMARBAZ

Güzel bir Nisan gününden herkese merhaba arkadaşlar. Rus edebiyatının muhteşem yazarı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'nin kaleminden ''Kumarbaz'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

         Kitabın başkarakteri Aleksey İvanoviç üniversite mezunu, 25 yaşında, biraz haylaz, iç çelişkileri ve gelgitleri olan, akıllı, zeki, Polina'ya tutkuyla bağlı hatta bağımlı, paraya hiç değer vermediği halde kumar batağına saplanmış bir kişidir.

         Polina Aleksandrovna, generalin üvey kızıdır. Narsist bir kişiliğe sahiptir. Etrafındaki erkeklerin ondan hoşlanması çok hoşuna gider. Herkesi parmağında oynatmaktan ve insanları aşağılamaktan haz duyar.

         Kitapta bir Fransız ve bir İngiliz karakteri vardır. Aleksey İvanoviç, Marki Des Grieux denilen Fransız'dan hiç hoşlanmaz. Onu kendini beğenmiş, umursamaz ve kibirli bir adam olarak görür. Bay Astley denilen İngiliz ise utangaç, sessiz, sakin, hassas, kimseye hayır diyemeyen biridir. Lord Peakbroke'un yeğenidir ve çok zengindir. O da Polina'ya aşıktır.

         Kitapta, herkesin ölümünü dört gözle beklediği büyükanne karakteri vardır. Antonida Vasilyevna Taraseviçeva isimli bu kadın 75 yaşında, zengin, büyük toprak sahibi, Moskovalı soylu bir hanımefendidir. 

         Kitap, Almanya'nın bir kasabasındaki otelin içinde geçer. Tüm karakterlerin ortak özelliği; emek vermeden, çalışmadan, üretmeden, mücadele etmeden yaşamlarını sürdürmeleridir. Kumara bağımlı kişilerdir. Kurtuluşa giden yolu kendi içlerinde değil, kumarda ararlar. Ayrıca büyükanneden de kalacak mirası dört gözle beklerler.

         Kitabın, dönemin Rus insanının içinde bulunduğu durumu gözler önüne serer. Günümüze dokunan yanları vardır. Bağımlı insanların ruhunun derinliklerini ortaya çıkarır. Sosyal statüye, zenginliğe, lükse, şatafata olan düşkünlük ''kumarbaz'' olarak adlandırılan birtakım insanların üzerinden ortaya konulur. Bu insanların psikolojik çözümlemeleri okura aktarılır.

        Kitapta, yazar Rus insanını yüceltirken, Avrupalı karakterleri yerer. Onları açgözlü, hırslı, samimiyetsiz insanlar olarak tanımlar ve tüm bunları Fransız, İngiliz, Alman, Polonyalı karakterler üzerinden okura aktarır.

        Kitap, Dostoyevski'nin hayatından izler taşır. Bir dönem kendisi de kumar batağına saplanmış ve Polina isimli bir kadına aşık olmuştur. Bu yüzden bunları bilerek kitabı okumak, kitabı daha ilginç ve gerçekçi hale getirir.

        Kitabın anlatım dili anlaşılır ve açıktır. Zaman zaman Fransız terimlerinin kullanılması anlatımı zorlaştırsa da akıcılığı bozmamıştır. Farklı bir kurgusu vardır. Kişilik analizleri başarılı bir şekilde sunulur. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan Koray Karasulu çevirisiyle okuduğum bu eseri çok beğendiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Sizlere de tavsiye ederim.

       Kitapta altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

       ''Mücadele yüceltir, alçaltmaz.''

       ''Sizi hiç umudum olmaksızın seviyorum, bundan sonra bin kez daha fazla seveceğimi de biliyorum.''

       Bol kitaplı günler, sevgiyle...