top of page

KADININ FENDİ


Harika bir günden herkese merhaba arkadaşlar. Daha önceden blog yazılarımda yer verdiğim ''Doppler'' ve ''Bildiğimiz Dünyanın Sonu'' eserlerinin yazarı olan Erlend Loe'nin kitabı ''Kadının Fendi''nden bahsedeceğim bugün sizlere. İnsanın modern dünyadaki çıkmazlarını büyük bir ustalıkla anlatan Erlend Loe, bu kitabını da yarı mizah yarı hüzün dolu hikayesiyle kendine has dünyasında harmanlayarak sunuyor okuruna. Eserleri yirmiden fazla dilde okunan Norveçli yazarımız, bu eserini 24 yaşındayken ele alıyor. Petter Naess'in yönetmenliğinde 2007'de beyaz perdeye de aktarılan bu kitapta, değişen ilişki biçimlerine, kadın-erkek rollerine esprili ve incelikli üslubuyla yer veriyor.

Postmodern dünyaya sıkışıp kalmış, çağa uyum sağlayamamış genç bir adamın yaşamına bir anda dahil olan Marianne adlı genç bir kadınla inişli çıkışlı ilişkisi üzerinden akıcı ve yalın bir dille anlatılıyor hikaye. Kahramanımızın yaşamındaki alanını en az gelişindeki kadar ani bir şekilde genişletmeye başlayan Marianne'le hikayesiyle birlikte her ilişkinin kendine ait bir pasaj bulabileceği bir roman haline dönüşüyor ''Kadının Fendi''.

Her biri numaralandırılmuş üç bölümden oluşan yüzer pasajla anlatılıyor. Her pasaj Erlend Loe'nin dilinden farklı bir duyguyla yoğruluyor. Marianne'nin genç adamın kalbini işgal etmesi karşısında iki seçeneği kalıyor kahramanımızın: Ya kendine özgü düşünceleri, tuhaf arzuları, sıradışı dramları ve sarı komodiniyle hayatın baş köşesinde fırtınalar estiren Marianne ile mücadele edecek ya da direnmeyi bırakıp onun dümen suyuna girecektir. Bir ilişki işgalinin anatomisini anlatan kitapta hikaye muhtemel aşka mı, iki ezeli düşmana mı dönüşecek okuyup görün isterim. Ben okurken fazlasıyla keyif aldım. Sizin de beğenerek okuyacağınız düşüncesindeyim. Kitap öyle tatlıydı ki kısa sürede akıp gitti.

Kitapta altını çizdiğim pek çok kısım olmakla beraber en çok beğendiğim bölümleri alıntılamak isterim. ''Hepimizin içinde boğuşmamız gereken bir karanlık var.'' ''Mesele içimizdeki güçler. Enerji orada duruyor. Bunu kullanabiliriz ya da hayatımız boyunca görmezden gelebiliriz, ancak onu oyuncak etmenin manası yok.'' ''Her şeye yeniden başlayabildiğimizi bir düşünün! Şimdi, insanlar tüm bildiklerini, tüm bilgiyi, tüm felsefi düşünceleri yerle bir edeceklerdi, tüm teknik kitapları yakacaklardı, her şeyden kurtulacaktık ve sıfırdan, yeniden başlayacaktık. Bu harika bir şey olurdu!'' ''Aşık olduğunun en büyük ispatı, insanın aşık olduğunu pek bilememesidir.'' ''Film seyretmenin en önemli yanı, insanı duygulandırmasından çok, sonradan bir başkasıyla birlikte filmi hatırlamaktı.'' ''Önemli olan, şimdi ve burası. Her anın tadı çıkarılacak. Yolculukta olmak bir yere varmaktan daha iyidir.'' ''İnsan bazen, bazı şeyleri kolayca dile getiremez ancak kesinlikle böyle olması gerektiğini bilir.'' ''O mu fevkalade tuhaf, yoksa ben mi çok sıradanım; bu konu benim için muallak.'' ''Tüm bu fikirleri nereden geliyor, diye merak ediyorum. Öylesine geliyorlarmış gibi. Muhtemelen hiçbir yerden. Bunun için bir şey yaptığı yok. Bir an için kendimi, Marianne olmak isterken yakalıyorum. Düşüncelerim de onun kadar özgür.'' ''Düşünmek benim için bir yolculuk. Düşünceler aracılığıyla bir şeyleri içime sindiriyorum, yaşıyorum, aradaki bağlantıları, sonradan ortaya çıkan bazı çekingen fikirleri. Yeni olanı tanıdık olanla karşılaştırmak önemli. Yolculuk o zaman anlam kazanıyor benim için.'' ''Biz insanlar, akıl almaz sayılarda mevcuduz, soyut bi şekilde bile akıl almaz. Tanrı bu kez hiç gerçekçi olmayan bir şekilde hırs yapmış diye düşünüyorum. Abartmış yani. Antwerpen'den sonra duramaz mıymış? Bir tamam de. Bugünlük bu kadar. Ama hayır, bunu yapmamış. Şimdi bu haldeyiz işte.'' ''Büyük şehir hastalıklı bir fikir. İnsanların içgüdülerine karşı ve içimizdeki kötülüğü açığa çıkarıyor, diyoruz. Ve aniden kendimizi yalnız hissediyoruz.'' ''Ortak yaşam, sonu gelmeyen bir tavizler dizisinden ibaret.'' ''Bir sandalyede oturup kemikleşmemeli insan.'' ''Bir şeyi beğenmekle ona sahip olmak arasındaki mesafe oldukça büyük.'' ''Hikayeler peşinde değilim aslında. Hem de hiç. Ama onu satın alırsam, benim bir parçam olacak. Hayatım boyunca duvarımda asılı kalacak. Bir zamanlar, bir yolculukta yaşadığım bir hissin tercümanı olacak.'' ''Uzun uzadıya inceleyecek olursak hayat bu tür basit şeylerden ibaret.'' ''Hedef, başkalarına bir şey anlatmayacakmışcasına yaşamak olmalı.'' ''Başlamak ya da bitirmek iyi olabilir ancak bir şeyleri yapıyor olmak daha da iyi.'' ''Akıllı, büyük, yetişkin ve yaşlı oluyoruz. Ve tam bir şeyler anlamaya başlamışken, olan biteni kavrıyoruz derken...tam o zaman...artık bunları kullanamıyoruz.'' ''İnsanlar iyi. Özünde evet.'' ''Tek başımaydım. Marianne yoktu artık. Başkası da yoktu. Yalnızca ben vardım. Marianne'yi korktuğum kadar çok düşünmedim. İlişkimiz önemsizmiş, gözetilecek çok fazla bir şey yokmuş gibi davranmaya çalıştım ve sonunda onu küçümsemeyi başardım.''

2020'ye Erlend Loe'dan bir eserle giriş yapmıştım. Yılın kapanışını tesadüf eseri yine Erlend Loe'dan başka bir eserle yapmış bulunuyorum. Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Kommentare


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page