top of page

İVAN İLYİÇ'İN ÖLÜMÜ


Yeni bir haftadan herkese merhaba arkadaşlar. Lev Nikolayeviç Tolstoy'un kaleminden ''İvan İlyiç'in Ölümü'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

       Kitap, İvan İlyiç Golovin'in öldüğü haberiyle başlar. Onun ölümüyle mahkeme üyeleri olan arkadaşları mevkilerinde olacak olası yükselmelerden konuşurlar, kimse üzgün değildir. Kitap, sonrasında İvan İlyiç'in hayatını konu alır.

       Kitabın başkarakteri İvan İlyiç Golovin akıllı, canlı, hoş, kibar, yetenekli, neşeli, iyi yürekli, sokulgan, herkesin saygı duyduğu, işiyle özel hayatını birbirinden ayıran bir kişidir. Hukuk eğitimi almıştır. Bir kızı ve bir oğlu vardır. Eşi ile sıkça yaşadıkları tartışmalar nedeniyle kendini işine adamıştır. Uzun bir süre sorgu yargıcı olarak görev yapar. Mahkeme başkanlığı görevini başkalarına kaptırınca geçim sıkıntısı çekmeye başlar. Fakat bir süre sonra yakın arkadaşı Zahar Ivanoviç sayesinde yüksek maaşlı, iyi bir göreve atanır. Toplumun en seçkin insanlarını evlerinde ağırlar.

        İvan İlyiç bir gün bir hastalığa tutulur ve hayatı zehir olur. Ağrıları sebebiyle günlük hayatını sürdürmekte zorlanır, hiçbir şeyden zevk alamaz hale gelir. ''Ölüm'' düşüncesi sık sık zihnini kurcalar. Ölümü kendisine yakıştıramaz. İyice kötüleştiği, güçten düştüğü zamanlarda sevgiye muhtaç halde hisseder. Hayatını sorgulamaya başlar. Tanrı'yı sorgular. Bütün bu çektiği acılar ne içindir? Ya gerçekten yaşaması gerektiği gibi yaşamadıysa? Mutlu olmak için mi, mevki sahibi olmak için mi yaşamıştır? Bütün bu mücadele ne içindir?

       Kitapta, ölümcül bir hastalığa yakalanan ve bunun bilincinde olan İvan İlyiç'in ölüme adım adım yaklaşırken ölüme hazırlanışını, bu süreçteki psikolojisini, hayatı sorgulayışını okuruz. Ölen kişinin çevresindekilerin mevki peşine düşmeleri, tutumları, umarsızlıkları, ''Ölen ben değilim, o.'' düşüncesiyle hareket etmeleri, gerçekten okuru düşünmeye sevk eder. Tolstoy'un hayata ve ölüme dair felsefik düşünceleri kitabı ilgi çekici hale getirir.

       Kitap, Tolstoy'un bir başyapıtıdır ve defalarca okunması gerekir. Yaşamın anlamını, var olmanın anlamını ve ölümü derinlemesine sorgulatır. Mutluluğun makamda, şanda, şöhrette, başarıda aranmaması gerektiğini, vefada, dostlukta, sevgide, iyilikte aranması gerektiğini vurgular. Ve bu düşünceyi İvan İlyiç'in ölümü üzerinden okura yansıtır. Kitabı inanılmaz derecede etkileyici bulduğumu söyleyebilirim. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan Mazlum Beyhan'ın muhteşem çevirisiyle kitabı okudum. Sizlere de mutlaka tavsiye ederim arkadaşlar.

       Kitapta altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

       ''Alınacak, düzeltilecek, yerleştirilecek bir şey kalmayınca bir şeylerin eksikliği duyulur, hayat biraz sıkıcılaşır gibi olduysa da yeni arkadaşlıklar, yeni alışkanlıklar imdada yetişti, hayatı bunlar doldurdu.''

       ''Zaman olarak ne kadar geriye giderse, anıları da o kadar canlı, güçlü oluyordu.''

       Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Comments


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page