İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

Yeni bir haftadan herkese merhaba arkadaşlar. Bugün Stefan Zweig'ın diğer eserlerinden farklı olarak tarihsel denemelerden oluşan ''İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar'' kitabının yorumlarını paylaşacağım. 14 tarihsel minyatürden oluşan eser İstanbul'un fethi, Fransa milli marşının ortaya çıkışı, Avrupalıların ilk kez Büyük Okyanus'u keşfetmesi gibi pek çok olaya yer verir.

Yeni bir haftadan herkese merhaba arkadaşlar. Bugün Stefan Zweig'ın diğer eserlerinden farklı olarak tarihsel denemelerden oluşan ''İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar'' kitabının yorumlarını paylaşacağım. 14 tarihsel minyatürden oluşan eser İstanbul'un fethi, Fransa milli marşının ortaya çıkışı, Avrupalıların ilk kez Büyük Okyanus'u keşfetmesi gibi pek çok olaya yer verir.

Waterloo savaşında kendi iradesini kullanamayan generalin ülkesinin geleceğini etkilediğine, Tolstoy'un yaşamının son anlarının etkileyiciliğine tanık olacaksınız. Her öyküyü bitirdikten sonra o konu ile ilgili araştırma yapmanız daha akılda kalıcı olacaktır. Tam anlamıyla araştırma ve inceleme kitabı olduğunu söyleyebilirim.

Her insanın hayatında bir dönüm noktası vardır. Bu dönüm noktası başarıya giden yoldaki en önemli kavşak da olabilir başarısızlığa giden yoldaki kavşak da. Zweig, bu eserinde anlattığı önemli kişilerin hayatlarındaki bu önemli kavşakları parlayan yıldızlara benzeterek okura sunar. Ve okuyucuda enfes bir tat bırakır.

Fatih Sultan Mehmed, Cicero, Dostoyevski, Tolstoy, Lenin, Wilson gibi insanlığın kaderini değiştiren, koşulların dayattığı sınırları aşmış olan kişilerin hayatındaki benzersiz anlara ayna tutar. Bu açıdan biyografik türde bir eser olduğu söylenebilir. Edebi ve tarihsel anlamda şölen olarak nitelendirdiğim bu eserde beni en çok etkileyen kısım 1800'lü yılların Avrupasında okyanus altından kablo geçirme fikriydi. Her defasında başarısızlığa uğranmasına rağmen tekrar tekrar kaynak yaratılabilmesi beni derinden etkiledi.

Bu kitap sayesinde dünya tarihinde önemli anların gerçekleşmesine vesile olan birçok önemli insanın hayatına dair güzel bir yolculuğa çıkmış oldum. Tıpkı yıldızlar gibi hiç değişmeden geçmişin karanlığına ışık tutan bu kişilerle başarısızlık karşısında mücadele etmek, savaşçı, cesur ve sabırlı bir ruha sahip olmayı deneyimledim.

Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

''Bir tek saatin kaybettirdiği şeyi, bin yıl geri getiremez.''

''Bedeninin yarısının felçli kalması sanat ruhunu yitirmesinden daha iyi değil miydi?''

''Bazen bilgisi kıt birinin çılgınlığı, bilginlerin yapmakta duraksadıkları yaratıcı hamleyi yapma olanağını verir.''

''En çok köpürenler de, daha dün en çok şenlik yapanlar ve onu ilahlaştıranlardır.''

''Gerçek, sadece gençlikten, evet sadece gençlikten öğreniliyormuş meğer!''

''İnsanlar sadece bir şeyden yorgun düşerler: kararsızlıktan.''

''Onun için üzülmeyin, iyi yürekli aziz insan. Renksiz ve sıradan bir yazgı onun büyüklüğüne uygun düşmezdi. Eğer o, biz insanlar yüzünden acı çekmemiş olsaydı, bugün asla bir Lev Tolstoy, bütün insanlığın Tolstoy'u olamazdı.''

''Julius Caesar'ı onurlu kılan şey, tüm askeri başarılarından çok, savaşı kazandıktan sonra gösterdiği yüce gönüllülüktür.''

''Romalı dostları yanına gelmekten vazgeçince, onların yerini başkaları, onu hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmayan can yoldaşları alır, sessizce dinlemeye ve konuşmaya aynı şekilde istekli can dostları: kitapları.''

''Karakteri sağlam insanlar için utanç verici bir ölüm yoktur.''

Zweig'ın bu muhteşem eserini okurken hem araştırdım hem öğrendim. Fazlasıyla etkileyici bir kitaptı. Tavsiye ediyorum. Bol kitaplı günler, sevgiyle...