top of page

İKİNCİ HAYATIN TEK BİR HAYATIN OLDUĞUNU ANLADIĞINDA BAŞLAR



Mutlu olmak için gereken her şeye sahipken kendinizi mutsuz hissediyorsanız bir çeşit akut rutinizme yakalanmışsınız demektir. Evet, evet akut rutinizm. ''Akut rutinizm. Dünyada özellikle Batı ülkelerinde, gittikçe yaygınlaşan ruhsal sorun bu. Çoğunlukla aynı belirtilerle ortaya çıkıyor: motivasyon eksikliği, müzmin bir kasvet hali, anlam ve yön kaybı, hayal kırıklığı, bıkkınlık, kendini bir türlü mutlu hissedememe...'' Raphaelle Giordano tarafından kaleme alınmış ''İkinci Hayatın Tek Bir Hayatın Olduğunu Anladığında Başlar'' kitabında bir rutinolog tarafından dokunulan hayatın değişimine tanık olacaksınız.

Fırtınalı bir cuma gecesi, Paris'in uzak bir banliyösünde trafik kazası geçiren baş karakterimiz Camille'nin tesadüfen rutinolog Claude Dupontel'le tanışmasıyla başlar hikaye. Claude, mutlu bir hayat vaadiyle ona kartını verir ve Camille'nin mutsuz olarak nitelendirdiği hayatı şaşırtıcı deneyimlerle bir anda değişiverir. İnanılmaz akıcı bir dille anlatılmış ve sıradan kişisel gelişim kitaplarından farklı tarzda kurgulanmış enfes bir eser olduğunu söylemeliyim.

''Bir insanın hayatını arzuları doğrultusunda şekillendirmeye cesaret edemediği; kendi değerlerine, çocukken kurduğu hayallere veya koyduğu hedeflere sadık kalamadığı için hayatı ıskaladığı duygusuyla yaşaması kadar korkunç bir şey olamaz, sizce de öyle değil mi?'' Çocukluk düşlerinden uzakta hayatın bize sunduklarını yaşamak...En sonunda mutsuzluk silsilesinde kaybolmak. Oysa yaşamı bir sanat eserine çevirmek mümkündür çocukluk düşlerimizi gerçekleştirmekle. Terk edilmiş her çocukluk hayali insanın kalbinde bir yumrudur! Öyleyse ilk adımı atmak için ne duruyorsunuz? Bunun için gerekli olan tek şey, gerçekten istemektir. Değişmeye sadece ve sadece siz karar verebilirsiniz. Epiktetos'un da dediği gibi ''Her şey değişimdir. Bu, artık var olmamak değil, henüz olmadığın şeye dönüşmek içindir.'' Bir insanın hayatındaki en acil işi, kendini gerçekleştirmektir. Bunun için ağırlık yapan her şeyi boşluğa bırakmanız gerekir. Bir diğer deyişle size yük olan negatifliklerden kurtulmak. ''Pozitif çapalama ilkesi'' altında anlatılan yöntemle huzur ve güven duygusunu yaşamak paha biçilemez. Bunun için tek başınıza, sakin, sessiz ve konforlu bir yerde oturup bedeninizi serbest bırakmalı, gerekirse gözlerinizi kapatarak konsantre olmalı ve o an hissettiğiniz duyguları tekrar gözünüzde canlandırmalısınız.

Kendi hakkınızdaki görüşünüz ne kadar olumluysa, dünya hakkındaki görüşünüzün de o kadar olumlu olduğunu siz de fark etmediniz mi? Bilişsel çarpıtmalardan uzak, kazanılan yeni ve olumlu bakış açısı sayesinde değişimi kucaklayın ve aydınlık senaryonuzu gerçekleştirin. Işıldamak için kaynağınızı kendi içinizden alın. Duygusal yük olarak tanımlanan lastiklerden kurtulun. Bunun için atılacak en önemli adım 'bilinçlenmek'tir.

Eski bir atasözü der ki: ''Eleştiri ekerseniz, hayal kırıklığı ve kin biçersiniz; sevgi ve takdir ekerseniz, minnet ve şefkat biçersiniz.'' Bu yüzden ne ektiğinize dikkat edin. Düşüncelerinizin efendisi sadece ve sadece sizsiniz. ''Asıl önemli olan, dışarıya ne yansıttığınız. En güzel kıyafet, özgüvendir. Işıldayın ve cazibenizin nelere kadir olduğunu görün! İçinizi güzelliklerle doldurdukça çekiciliğiniz artacak. İyilik ve sevecenlik en güzel mücevherden daha çok parıldar, inanın! İçinizde sahip olduğunuz hazineler, dışınıza da yansır.''

Gülümseyin. ''Gülümsemek bedava ve buna rağmen hem çevrenizdekiler hem de kendi moraliniz için inanılmaz bir etkiye sahip. Çifte kazanç yani! Rahip Pierre'nin şu sözünü duymuşssunuzdur: 'Gülümseme elektrikten daha ucuzdur ancak aynı derecede ışık saçar.' Doğal veya zoraki olsun, gülümsemek vücudunuzda stresin etkilerini azaltıyor. Bilim insanları bunu kesinlikle onaylıyor ve şöyle açıklıyorlar: Doğal olsun ya da olmasın, gülümsediğiniz zaman beyniniz bunu mutlu olduğunuz şeklinde yorumluyor ve sakinlik hormonları salgılıyor. Harika değil mi?''

Şimdide yaşayın. Sürekli geçmişi düşünerek veya gelecek için endişelenerek yaşamayın. Stoacı bakış açısıyla şu anın kıymetini bilin. Şu an bize verilmiş bir hediyedir.

''Sözlerimizin bir titreşimi vardır. Davranışlarımızın da öyle. İşte bu yüzden, dışarıya sarf ettiğiniz sözler kadar içsel diyaloğunuza da dikkat etmeniz gerekir. Hemen bugün başlamaya ne dersiniz?''

''Meditasyonu alışkanlık haline getirin. Meditasyonu alışkanlık haline getirmiş kişilerin daha sağlıklı olduklarını ve bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olduğunu kanıtladığını biliyor musunuz?''

''Mükemmeliyetçi olmaktan vazgeçip her şeyi dert etmeyin. Kısacası gündelik işleri yaparken kasmayıp daha hafif olmaya çalışın.''

Raphaelle Giordano'nun yeni ve çok etkili bir kişisel gelişim akımı olarak tanımladığı rutinoloji sayesinde yaşam projenizi kendi kişiliğiniz ve kendi değerlerinizle birleştirmenin zamanı gelmedi mi sizce de? Hayatta başarısız olmaktan çok daha kötü bir şey var ki o da hiç denememiş olmak! Winston Churchill şöyle der: ''Gerçek başarı, pek çok başarısızlık yaşadığınız halde şevkinizi kaybetmeden denemeye devam etmektir.'' İnancınızı asla kaybetmeyin, kendinize inanın ve denemeye devam edin.

Kitabın son sayfalarında yer alan 'rutinoloji rehberi' sayesinde yaşam için enerji bulacaksınız. Yazar bu bölümde, tüm kitap boyunca anlatmaya çalıştığı esas noktaları bir özet şekline getirip sunmuş. 9 sayfadan oluşan bu bölümün oldukça ilgi çekici ve faydalı olduğunu söylemeliyim.

Okurken fazlaca keyif aldığım, anlatım dili akıcı ve dolu dolu mesajlar içeren, sıradan kişisel gelişim kitaplarından farklı tarzda oluşturulmuş bu kitabı kesinlikle öneriyorum arkadaşlar. Kitabı bitirdiğinizde fazlasıyla tatmin olmuş hissedeceksiniz. Kitabın başlığındaki gibi gerçekten de ikinci hayatımız tek bir hayatımız olduğunu anladığımızda başlar. O halde çocukluk düşlerinizi gerçekleştirme yolunda sizi cesaretlendirecek bu muhteşem kitabı okumaya ne dersiniz? Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Comments


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page