top of page

HAYVAN ÇİFTLİĞİ


Güzel bir Mart gününden herkese merhaba arkadaşlar. George Orwell'in kaleminden ''Hayvan Çiftliği'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

İngiltere'deki bir çiftlik olan 'Beylik Çiftlik'in sahibi Bay Jones çiftliği iyi yönetemez ve çiftlikteki hayvanlar bu durumdan şikayetçidir. Koca Reis isimli domuz bir rüya görür. Rüyasında çiftliğin insanların yönetimi olmadan daha iyi yönetildiğini görür. Rüyasını tüm çiftlik hayvanları ile paylaşır. İnsanlar olmadan daha iyi şartlarda, daha adaletli ve eşit yaşayacaklarını söyledikten kısa bir süre sonra ölür. Çiftlik hayvanları tarafından isyan başlatılır. Çiftlik sahibi insanlar çiftlikten kovulur ve domuzlar yönetimi ele alır. Beylik Çiftlik'i Hayvan Çiftlik'i adını alır.

Napoleon ve Snowball isimli domuzlar, çiftlik hayvanlarının lideri olur. Napoleon iyi konuşamayan fakat otoriter, Snowball ise iyi konuşan ve zeki bir domuzdur. Yedi emir ismiyle emir çıkarırlar ve bunu tüm çiftliğe duyururlar. Kısa bir süre sonra liderler arasında görüş ayrılıkları başlar ve anlaşamazlar. Snowball'ın yel değirmeni yapılmasını teklif etmesi fikrini kabul etmeyen Napoleon, köpekleriyle birlikte Snowball'ı çiftlikten atar. Snowball gittikten sonra, Napoleon yel değirmeni yapılmasının gerekli olduğu fikrinin kendisine ait olduğunu ileri sürer. Tüm hayvanlar da ona inanır. Zaman içerisinde başlangıçta konulan yedi emirin maddelerinde değişiklikler yapılır ancak hayvanların pek çoğu okuma yazmayı öğrenemedikleri için bu değişikliklerden bihaberdir. Domuzlar hariç diğer hayvanlara daha az yem verilir ve bu hayvanlar çok çalıştırılır. Domuzlar kendilerini ayrıcalıklı konuma getirirler ve tüm hayvanlar da bu durumu sorgulamadan kabul ederler. Çünkü yoldaş Napoleon ne derse haklıdır. Artık duvarda tek bir yazı vardır: ''Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.'' Bu arada Napoleon, komşu çiftliklerin sahibi olan Bay Pilkington ve Bay Frederick ile iş birliği yapar. Başlangıçta insanları ve onların yönetimini reddeden domuzlar ile aynı masada kadeh tokuşturan insanları birbirinden ayırt etmek imkansızdır.

İnsanların kurduğu düzeni ve yönetimi eleştiren ve yeni kurallar getiren domuzların en sonunda yine insanların kurallarını uyguladığını ele alan kitap, insanlığa dair yapılmış bir eleştiridir. 1945'te yazılan kitap, hayvanlar üzerinden insanlığa verilmiş bir mesajdır. İnsanın bencilliği, aç gözlülüğü ve zaafları eleştirilmektedir. Başa geçen Napoleon karakteri ile çiftlikteki diğer hayvanların ezilmesi, sömürülmesi, çok çalıştırılması ve hayvanlar arasında hiyerarşi oluşturulması durumu eleştirilmektedir. Başa geçen diktatör domuz bir süre sonra, eleştirdiği insan ile ayırt edilemez duruma gelmektedir.

Kitapta, domuzların eğitime önem vermesi ve diğer hayvanlara okuma yazma öğretmek için çabalamalarını ve tüm hayvanlar arasındaki dayanışmayı çok sevdim. Kitaptaki her bir hayvan karakteri, bir insanı temsil etmektedir. Hiçbir şeyi sorgulamadan kabul eden koyunlar, yasalara karşı çıkanları parçalayan köpekler, idealist ve çalışkan atlar, gözlemci ve zeki eşek ile insanlar anlatılmaktadır. Kitap, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biri olarak kabul edilir.

Celal Üster'in muhteşem çevirisiyle anlatılmış olan bu eşsiz kitabın dili akıcı ve sadedir. Kurgusu ise muhteşemdir. İnce bir kitap olmasına rağmen içerisinde çok büyük mesajlar taşıyan bu kitabı herkesin okumasını isterim. Kitabı okuduktan sonra da kısa animasyon filmini izlemenizi tavsiye ederim.

Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Comments


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page