GECE YARISI KÜTÜPHANESİ

Güzel bir Ocak ayından herkese merhaba arkadaşlar. Matt Haig tarafından kaleme alınan ''Gece Yarısı Kütüphanesi'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

       Kitabın başkarakteri Nora Seed, Bedford kasabasında yaşayan, otuz beş yaşındaki İngiliz bir kadındır. Hayatı boyunca talihsiz olaylar yaşamıştır. Erkek arkadaşı Dan ile evlilik kararı aldıktan sonra annesini kaybetmiştir ve düğünü iptal ederek Dan'den ayrılmıştır. Babasını kaybetmiştir. Küçükken ağabeyi Joe ile kurduğu bir müzik grubu olan ''Labirentler''den ayrılmıştır. Bu sebeple Joe ile arası hiç iyi olmamıştır. Şimdilerde ''Tel Teorisi'' isimli dükkanda çalışmakta ve bazı zamanlarda bir öğrenciye piyano dersi vermektedir.

       Bir gün Nora Seed, ''Tel Teorisi'' işinden çıkarılır ve kedisini kaybeder. Mutsuz yaşamından ötürü kendini öldürmeye çalışır. Ancak kendisini yaşamla ölüm arasında bir yer olan ''Gece Yarısı Kütüphanesi''nde bulur. Bu kütüphanede, kök yaşamındaki kütüphaneci Bayan Elm vardır. Kütüphanede, geçmişteki pişmanlıklarını ortadan kaldıracak ve farklı seçimlerle sahip olabileceği hayatları deneyimleme fırsatı verilen sonsuz sayıda kitap yer almaktadır. Bayan Elm'in rehberliğinde en mutlu ve ideal hayatı bulmaya çalışır. Bu amaçla paralel evrende seyahate çıkar.

         Hayatlarından birinde Dan ile evlidir. Dan'in hayal ettiği gibi bir bar işletmektedirler. Fakat Dan alkoliktir ve Nora'yı defalarca aldatır. Başka bir hayatında, bir rock stardır, milyonlarca takipçisi ve ünlü bir sevgilisi vardır. Bir diğer hayatında Kuzey Kutbu'ndaki Svalbard takımadalarında araştırma yapan buzul bilimcidir. Bir başkasında iyi bir yüzücü ve Olimpiyat şampiyonudur. Saysısız hayatı deneyimler. Ve tam da aradığı hayatı bulduğuna inanmışken ''Gece Yarısı Kütüphanesi''ne geri döner.

        Deneyimlediği kısa süreli hayatlar, Nora'nın bakış açısını değiştirir. Farkındalık kazanır. Yaşamaya karar verir ve başkaları tarafından onaylanmak için başkalarının hayallerini yaşamaya çalışmanın yapılabilecek en büyük hata olduğunu düşünür. Farkına varır ki pişmanlıkları silip, şu anki kök yaşamını yaşamak en doğrusudur. Hayatı ertelemez, yaşamı iliklerine kadar hissederek, bir çiçeğin güzelliğinin bile farkındalığıyla yaşama kucak açar. İşte o an, tüm güzellikler kendiliğinden gelmeye başlar.

        Akıcı, sade bir dille, içtenlikle ve mizahla yazılmış kitap, değişmesini istediğimiz bir hayatta asıl değişimin farkındalıkla, bakış açısıyla olması gerektiğini vurgulayıp, okura yaşama sevinci aşılar. Eğer farklı seçimler yapmış olsaydık, bu seçimler beklentilerimizi karşılayacak mıdır yoksa her biri tatminsizlikle mi sonuçlanacaktır? En önemlisi şu an yaşadığımız andır. Minnettarlık hissiyle hareket edip, anın değerini bilmek en kıymetlisidir.

        İnanılmaz derecede etkileyici bulduğum bu kitabın, geçtiği mekanın özellikle bir kütüphane olması okurken beni çok motive etti. Kendi hayatımda da kütüphanede vakit geçirmeyi, kitaplarla iç içe olmayı çok sevdiğimden kitabı daha farklı bir gözle okudum. Nora Seed karakteriyle bazı noktalarda kendimi özdeşleştirdiğimi de söyleyebilirim. Kitapta verilmek istenen mesaj muhteşemdi.  Yazarla tanışma kitabım olan bu kitap sayesinde, yazarın kalemini fazlasıyla beğendiğimden diğer kitaplarını da okumayı istiyorum. Fantastik türde yazılan bu şahane kitabı tüm arkadaşlarıma mutlaka tavsiye ediyorum.

        Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

        ''Kütüphane dışarıdan kaçıp uygarlığa sığındığı bir yer gibiydi.''

        ''Hayallerinin peşinden gitmek için hiçbir zaman geç değildir.''

        ''Tek bir şeyi farklı yapmak çoğu zaman her şeyi farklı yapmak demektir.''

        ''İyi insan olmak güzel -rahatlatıcı, güven verici- bir histi.''

        ''Kötü bir deneyim yaşandı diye bütün deneyimlerin kötü olması gerekmiyordu.''

        ''Neye baktığın değil, ne gördüğün önemlidir.''

        ''Her yaşam milyonlarca seçim ihtiva eder. Kimi büyük, kimi küçük. Fakat bir kararın yerine başka bir karar geçtiğinde, bütün sonuçlar da değişir. Dönüşü olmayan bir sapma gerçekleşir ve bu da başka sapmalara yol açar.''

         ''Hayatı anlamak zorunda değilsin. Yaşaman yeterli.''

         ''Süsenler renkten ibaret değil de, Chopin kadar güçlü, yaşamın nefes kesici görkemini sessizce anlatan muhteşem bir çiçek melodisinin notalarıydı sanki.''

          Bol kitaplı günler, sevgiyle...