FREZYA

Güzel bir bahar ayından herkese merhaba arkadaşlar. Ezgi Hasret Bodur'un kaleminden ''Frezya'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Uygulamalı İngilizce ve Çevirmenlik bölümü mezunu olan yazar, Çanakkale'de yaşamaktadır. 29 yaşındadır. Köşe yazarlığı, çevirmenlik ve editörlük işleriyle uğraşmaktadır. Sosyal medyada sağlık ve güzellik üzerine faydalı ve açıklayıcı içerikleri ve paylaşımları vasıtasıyla sayfasıyla tesadüf ettikten sonra bir kitabı olduğunu öğrendim. Ve sevdiğim bir arkadaşımın hediye etmesiyle de kitap ile tanışma fırsatı buldum.

Kitap, Çiçek ve Poyraz isimli iki gencin çocukluktan beri olan aşkını konu alır. Poyraz ve arkadaşları top oynarken, top yanlışlıkla Çiçek'in başına çarpar. Ve Poyraz, Çiçek ile aynı mahallede oturduğunu o anda öğrenir. Çocuksu, masum, heyecan dolu bir aşk başlar aralarında. Duygularını ilk olarak açığa çıkaran kişi Poyraz olur. Ama belki de en çok sevendir Çiçek. Dolu dizgin bir aşk yaşayan Poyraz ve Çiçek arasındaki ilişki, bir zaman sonra Çiçek'in üniversiteyi kazanıp şehir değiştirmek zorunda kalmasıyla farklı yöne evrilir. Bir süre sonra aralarına soğukluk girer, aldatıldığını öğrenen Çiçek aynı sevgi ve aşkla Poyraz'ı sevebilecek midir? Affedebilecek midir? Duygu yüklü satırların gizli olduğu sayfalarda bunları okuyoruz aslında.

Aşkın çocuksu hali, masumiyet ve saflık dolu bir sevgi, tutku, hasret, bekleyiş, vazgeçiş, umut, heyecan, incinmişlik, kaygı, hüzün, coşku, çocuksu telaşlar, yaşanmışlıklar, aile değerleri, hatıralar derinlemesine, içten, etkileyici, akıcı, şiirsel bir dille anlatılmıştır. Öylesine dokunaklı ve derin sevgi barındırıyor ki satırlar Çiçek'in hüznüyle hüzünleniyor, sevinciyle neşe buluyorsunuz. Bir solukta okuyup çokça beğendiğim bu muhteşem kitabı özellikle romantik arkadaşlarımın çok beğeneceğini düşünerek tavsiye ediyorum. Ezgi Hasret Bodur ile mutlaka tanışmalısınız.

Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

''Farklıyız ama birbirini sevmek için aynı olmak gerekmiyor değil mi?''

''Bazen geri dönmek istiyorum, çocuk olduğumuz ve hep çocuk kaldığımız o günlere.''

''Çocuk olmanın da en güzel yanı bu değil miydi zaten? Korkmamak! Ne acıdan ne aşktan ne insanlardan.''

Bol kitaplı günler, sevgiyle...