top of page

FAHRENHEIT 451


Güzel bir pazar sabahından herkese merhaba arkadaşlar. Ray Bradbury tarafından kaleme alınan ''Fahrenheit 451'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

1953 yılında yayımlanan kitap, bir distopyadır. Kitap, yazarın kısa hikayelerinin birleşimi olup, bilim kurgu türündedir. 1950'li yıllar Amerika ve Sovyetler arasındaki soğuk savaşın en üst safhada olduğu yıllardır. Ayrıca radyonun yanı sıra her eve televizyonun girdiği yıllardır. Televizyona olan yoğun ilgi nedeniyle insanlar kitap okumamaya başlamıştır. Buna bir eleştiri ve uyarı niteliğinde, yazar ''Fahrenheit 451'' kitabını kaleme almıştır. Kitabın ismi konusunda pek çok kez kararsız kalan yazar, Los Angeles itfaiye şefine ulaşarak bir kitap kağıdının kaç derecede tutuşup yandığını sorar ve gelen cevap kitabın başlığı olur.

Cehaletin mutluluk olduğuna vurgu yapan kitapta, insanların mutluluğu yakalayabilmeleri için edebiyattan, şiirden, felsefeden uzak durmaları gerektiği anlatılmaktadır. Çünkü kitaplar acı ve kederden başka bir şey vermez. Düşünen ve okuyan insan, mutsuz insandır. Televizyonlar ise insanları mutlu eder. Kitaptaki olaylar, teknolojik olarak gelişmiş bir gelecekte yaşanmaktadır. İnsanların evlerinin bütün duvarları ekran halindedir. Teknoloji, insanlara sürekli mutlu olmaları gerektiğini söylemektedir. İtfaiyecilik yangın söndürmek için değil, kitapları yakmak için oluşturulan bir meslek haline gelmiştir.

Kitabın başkarakteri Guy Montag, bir itfaiyecidir. Ekip arkadaşlarıyla birlikte, gelen alarm sesiyle birlikte kitap bulunan evlere gidip kitapları yakmaktadırlar. Bir gün kapı komşusu on yedi yaşındaki Clarisse McClellan ile karşılaşıp sohbet ettikten sonra hayata olan bakış açısı derinden değişmektedir. Clarisse'nin Guy Montag'a ''Mutlu musun?'' sorusu, Montag'ın aslında her şeye sahipken bir şeylerin eksik olduğunu düşünmesine sebep olmaktadır. Her gün yaktığı kitapların içerisinde, belki de onun mutlu olmasını sağlayacak bilgilerin olduğunu düşünmeye başlamasıyla mesleğini yapmak istememektedir. Artık o kitapları yakmak yerine, onları gizlice ele geçirip okumak ve içerisindeki tüm bilgileri öğrenmek istemektedir. Olayların seyri, buradan sonra başlamaktadır.

İnsanların dış dünyadan soyutlanarak, evlerinin önündeki bahçelerinin kaldırılarak sosyalleşmelerine izin verilmediği, deniz kabuğu kulaklıklarıyla boş bir hayata doğru sürüklendiği, uyku haplarının kullanıldığı, yalnızca televizyon ekranlarına bakılarak düşünmelerine izin verilmediği bir hayatın içerisinde yer aldıkları anlatılmaktadır. Kitapların yasaklanarak, insanların farklılaşmalarına, düşünmelerine engel olunmaktadır. Çünkü insanlar aynı olarak, eşit ve mutlu olabilmektedir.

Makineleşmiş yaşam tarzları nedeniyle insanların duygularını, hafızalarını yitirdiklerine dair eleştiri yapılmaktadır. Uygarlığa yön veren toplumsal sorunlar ve çağdaş insanın bireysel sorunlarını bir arada işleyen bir kitap olması yönüyle oldukça etkileyicidir. Kitabın dili anlaşılır ve akıcıdır. Hayatı sorgulayarak, özümseyerek, dolu dolu ve sahip olunan her şeyin kıymetini bilerek yaşamanın önemine değinen kitapta, insanın kalbine tesir eden pek çok nokta bulunmaktadır. İnsanın ruhunu donduran öyküleri birleştirerek tek bir kitapta kaleme alan usta yazar Ray Bradbury ile mutlaka tanışmalısınız. Okunması gereken kitaplar listesinde yer alması gerektiğini düşündüğüm bu muhteşem kitabı sizlere tavsiye ediyorum. Kitabı okuduktan sonra, yönetmenliğini François Truffaut'un yaptığı 1966 yılında gösterime giren filmini izlemenizi de öneririm.

Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

''Bugünlerde insanların birbirini nasıl incittiğini fark ediyor musun?''

''Çünkü bu bilmediği birinin, sokaktaki bir yüzün, gazetedeki bir fotoğrafta yer alan görüntünün ölümü olacaktı ve bu ansızın öyle yanlıştı ki Montag ağlamaya başlamıştı, ölüm sebebiyle değil ölüme ağlamama düşüncesi sebebiyle ağlamıştı.''

''Ve o kitapların her birinin ardında bir insan olduğunu ilk kez fark ettim.''

''Bir kitabı kapağına göre yargılama.''

Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Comentarios


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page