top of page

ERIKA EWALD'IN AŞKI


Güzel bir Ekim akşamından herkese merhaba arkadaşlar. Stefan Zweig'ın kaleminden ''Erika Ewald'ın Aşkı'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

Başkarakter Erika Ewald duygularını başkalarına göstermeyen, içine kapanık, hayal kurmayı seven, ürkek, silik ve sıradan bir yaşam süren genç bir piyanisttir. Bir gün piyano dersi verdiği bir cemiyette bir adamla karşılaşır. Bu adam genç yaşına rağmen usta bir kemancıdır. Provalarda birlikte resital verirler. Erika provalar esnasında aşık olur kemancıya. Kemancının sanat ve tutku dolu bir yaşantısı vardır.

Başlangıçta ilişkileri sohbetler ve gezintilerle ilerler. Zamanla daha çok vakit geçirmeye başlarlar. Bir gün genç kemancı, kadınlara olan yaklaşımından bahseder Erika'ya. Sanatçı kimliğinden ötürü evlenemeyeceğinden ancak onu sevdiğinden söz eder. Erika son adımı atmak üzereyken böyle bir ilişkiye hazır olmadığını fark ederek ondan uzaklaşır. Çünkü genç kemancının arzularına karşılık Erika'nın duyguları masumanedir.

Bir süre birbirlerinden uzak kalırlar. Günler sonra Erika, genç adama karşı duygularının tekrar kabardığını hisseder. Bu defa onun kendisini sevdiği gibi onu tutkuyla sever ve konserine onu yeniden görmeye gider. Peki duygularına karşılık bulabilecek midir? İşte bu sorunun cevabını okuyup görmenizi isterim arkadaşlar.

Kitap, Stefan Zweig'ın ''Karmaşık Duygular'' isimli romanındaki hikayelerden biridir. Melankolizmin, düşselliğin, hafif bunalımların, aşkın, tutkunun, coşkunun, çocuksu sevinçlerin, yalnızlığın, hüznün, korkunun güçlü bir şekilde hissedildiği, müthiş ustalıkla yazılmış bir kitaptır. Stefan Zweig kitabını Sigmund Freud ile dostluk yıllarında kaleme almıştır. Tüm eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de karakterlerin psikolojik tahlilleri yapılır. İçerisinde sayısız kişilikler barındıran insanların ruh devinimlerine yer verilir.

Zweig'ı okuyanlar bilir. Bol betimlemeli, insanı derinden sarsan, dokunaklı, içten, akıcı, özgün anlatımıyla ön plana çıkar. Bu eser de yine çok severek okuduğum kısacık bir eser oldu. Almanca aslından çeviren Ahmet Arpad'ın çevirisini de oldukça başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Aşk hikayelerini güçlü duygularla okumak isteyen arkadaşlarıma bu muazzam eseri mutlaka öneririm.

Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

''Kitaplar ve resimler, doğa ve müzik kız çocuğunun şairane duygularını kamçılamış, ruhsuz şeylere ruh vermiş, renksiz olan her şeyi rengarenk yapmıştı.''

''Tek istediği rahatlık ve mutluluktu, içine sığınabileceği ruhsal bir dinginlikti.''

''İnsan yaşamında acı çekmeden mutluluğa erişemiyordu.''

Bol kitaplı günler, sevgiyle...

Comentarios


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page