top of page

DORIAN GRAY'İN PORTRESİ


Güzel bir Ağustos gününden herkese merhaba arkadaşlar. Oscar Wilde'ın kaleminden ''Dorian Gray'in Portresi'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

Kitabın yazım süreci ve yayımlanması, yazarın hayatının yargılanmasına ve aleyhinde delil olarak gösterilmesine neden olmuştur. Oscar Wilde, bir şair ve aynı zamanda bir oyun yazarıdır. Victoria Dönemi'nde ince zekası, alaycılığı ve sıra dışı yaşantısıyla 19. yüzyıl estetizm hareketinin Britanya'daki en tanınmış temsilcisi haline gelmiştir.

Kitaptaki erkek karakterlerin birbirleriyle olan yakın ilişkisi, yazarın ahlaki açıdan yargılanmasına sebep olmuştur. Böylelikle yazarın edebi hayatına yapılan darbe kendi yazdığı kitapla olmuştur.

Oscar Wilde'a kitaptaki karakterlerden hangisi olduğu sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: ''Basil, olduğum kişi. Lord Henry, beni sandıkları kişi. Dorian Gray ise olmayı istediğim kişidir.''

Kitaptaki üç önemli karakter Basil Hallward, Lord Henry Wotton ve Dorian Gray'dir. Kitap, Londra'da geçmektedir. Basil, ressamdır. İyi bir karaktere sahiptir fakat kendisini tutamadığı dönemlerde eğilimleri farklı olabilmektedir. Lord Henry, hitabet sanatı güçlü bir kişidir. Konuşmasıyla, duruşuyla herkesi etki altına alabilen bir yapıya sahiptir. Evlilik, kadınlar ve hayata dair ilginç fikirlere sahiptir. Dorian Gray ise zengin, soylu ve yakışıklıdır. Büyükbabasından kalan mirasla malikanede yaşamaktadır. Malikanenin getirdiği şartlarla elit tabakanın içerisinde bulunmaktadır.

Bir gün Dorian Gray, büyüleyici yakışıklılığıyla ressam Basil tarafından fark ediliyor. Asil duruşu, masumiyeti ressamın üzerinde büyük bir etki yaratıyor. Bu yüzden kendisinin bir tablosunu yapmasını teklif ediyor. Bu tabloyu yapıp bitirdikten sonra da kendisine hediye etmeyi düşünüyor.

Basil'in, Dorian Gray'in tablosunu yaptığı bir gün Lord Henry de oraya geliyor ve Dorian Gray ile Lord Henry'nin tanışması o gün gerçekleşiyor. Dorian Gray, Lord Henry ile tanışana kadar saf, masum ve çocuksu bir insandır. Ancak Lord Henry ile tanıştıktan sonra, Lord Henry hazcılığa karşı düşünceleri ve konuşmalarıyla Dorian Gray'i öylesine bir etki altına alıyor ki Dorian Gray tamamen farklı bir kişiliğe bürünüyor.

Dorian Gray, Lord Henry ile tanıştıktan sonra ressam Basil ile arkadaşlığını ikinci plana atıyor ve Lord Henry sıklıkla görüştüğü, akıl aldığı bir dostu haline geliyor. Basil, Dorian Gray'in tablosunu bitirdikten sonra Lord Henry, gençliğe ve hazcılığa dair fikirleriyle portre ve Dorian Gray arasında büyük bir kıskançlık oluşmasına sebep oluyor. Bunun üzerine Dorian Gray, elinde olsa ruhunu şeytana satacağını ve hep genç, yakışıklı kalmak istediğini söylüyor. Olaylar işte o günden sonra başlıyor.

Kibir, tutku, güzellik, hazcılık, ruhun temizliği, kötülük, acı, hüzün, pişmanlık, vicdan gibi duyguların yoğun şekilde hissedildiği kitapta sanat, müzik ve tiyatro ön plandadır. Saf, masum ve çocuksu bir insanın kötücül, acımasız ve hazdan zevk alan bir insan haline gelişini okuyoruz biz okurlar.

Akıcı, merak uyandıran, bolca betimlemelere yer veren bir tarzda yazan yazarın dehası, kalem gücü, oluşturduğu kurgu, olayları ince bir espriyle ele alışı gerçekten müthişti. Fiziksel güzellikten çok ruhun güzelliğinin, temizliğinin daha önemli oluşunun aktarıldığı kitapta vicdan, pişmanlık gibi duyguların insanı içten içe çökerttiği vurgulanmaktadır. İnsan psikolojisini, insanlığı, insan değerini her yönüyle ele alan kitap bir insanın değişimini gözler önüne sermektedir. Yazar, hayata bakış açısı ve insan ruhunun geldiği noktayla okuru kendisine çekmeyi büyük bir ustalıkla başarmıştır.

Çok kısa sürede okuyup bitirdiğim ve inanılmaz etkileyici bulduğum, etkisinden de uzun süre kurtulamayacağımı düşündüğüm bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Oliver Parker yönetmenliğinde, 2009 yılında yayımlanan filmini izlemenizi de tavsiye ederim.

Kitaptan bir alıntıyla sözlerime veda etmek istiyorum: ''Şu an tek istediğim öylece durup hayata bakmak. İsterseniz siz de benimle gelip bakabilirsiniz.''

Bol kitaplı günler, sevgiyle...

コメント


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page