BABALAR VE OĞULLAR

Güzel bir hafta sonundan herkese merhaba arkadaşlar. Rus edebiyatının muhteşem yazarı Turgenyev'in kaleminden ''Babalar ve Oğullar'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

Asilzade Nikolay Petroviç Kirsanov, eşinin ölümünün ardından Maryino'da kardeşi Pavel Petroviç ve sevgilisi Feniçka ile birlikte yaşamaktadır. 1859 yılında oğlu Arkadiy üniversitedeki tahsilini tamamlamış ve diploma almıştır. Babasını ziyarete gelmektedir. Gelirken yanında çok sevdiği ve samimi arkadaşı Yevgeniy Vasiliyeviç Bazarov'u da getirmektedir. Bazarov, tıp hekimidir ve nihilist bir görüşe sahiptir. Hiçbir şeyi kabul etmeyen, hiçbir otorite altında eğilmeyen ve her şeye eleştirel yaklaşan bir yapıya sahiptir.

Arkadiy ve Bazarov, valinin balosuna katılmışlar ve burada karşılaştıkları Anna Sergenyevna Odintsova'nın teklifini kabul ederek evine misafir olmuşlardır. Anna, yaşlı Odintsov adında bir adamla evlenmiş ve o öldükten sonra da tüm serveti Anna'ya kalmıştı. Anna, kız kardeşi Katya ve teyzesiyle Nikolskoye'de yaşamaktadır. Bazarov, Anna'yı görünce onu çok beğenmiş ve onunla ilgilenmeye başlamıştı. Ancak Anna varlıklı bir asilzade, Bazarov ise fakirdi. Bu sosyal farklılıktan ötürü, Anna ilk etapta Bazarov ile ilgili görünse de sonraki zamanlarda ondan uzaklaşmıştı. Belki de aradığı yalnızca ilgiydi. Arkadiy de Anna'nın güzelliğinden etkilenmiş ve ona ilgi duymaya başlamıştı ancak sonraki zamanlarda Anna'nın kız kardeşi Katya ile vakit geçirerek onu sevdiğini anlamıştı. Bir sonraki ziyaretinde Katya'ya olan aşkını ve sevgisini itiraf edecekti. Arkadiy ve Bazarov, Anna'nın evinde tam on beş gün geçirmişlerdi. Bu evde sıkı bir düzen vardı, yaşam bir şekilde akıp gitmişti.

Kitaptaki Anna karakteri, iki gencin hayatının değişmesinde rol oynayan önemli bir kişiliktir. Bazarov, karşı çıktığı romantizm düşüncesinden sıyrılarak, nihilizme ters düşerek Anna'ya aşık olmuştur. Ve arkadaşı Arkadiy'in de Anna'ya aşık olduğunu düşünmektedir. Bu açıdan arkadaşı ile arasına mesafe koymaktadır. Böylelikle iki gencin hayatı tamamen farklı yönlere evrilmektedir.

Kitapta, çiftlik hayatı ve köylülerin yaşayışlarına yer verilmiştir. Tolstoy'dan da bildiğimiz gibi bu yaşayışın derin şekilde işlenmesi Rus edebiyatında ön plandadır.

19. yüzyılda Rus toplumuna iki fikir akımı girmiştir. Bunlar liberalizm ve nihilizmdir. Özellikle nihilizm genç kuşaklar arasında yaygınken, liberalizm eski kuşaklar arasında yaygındır. Kitaptaki babalar ve oğullar iki fikir akımını temsil etmektedir. Babalar liberalleri, oğullar nihilizmi ifade etmektedir. Bazarov karakteri ile nihilistik fikirler ve nihilizmin ne olduğu detaylı ve kapsamlı şekilde okura yansıtılmıştır. Bazarov'un, liberalizmi temsil eden Pavel Petroviç ile düellosuna yer verilmektedir. Bu kısmın özellikle ilgi çekici olduğunu söyleyebilirim.

Kitap, 1862'de yayımlanmıştır. Rus edebiyatının ilk modern roman örneği sayılmakla birlikte, batı dünyasında şöhret kazanan ilk eseri olmuştur. Eserde göze çarpan karakterlerin psikolojik çözümlemeleri derinlemesine işlenmesiyle, eser dünya edebiyatında önemli klasikler arasında yerini almıştır.

Kitapta yazar, Rus toplumuna karşı duyduğu eleştiriyi dile getirmektedir ve nihilizmi öldürmektedir. Kitapta en çok dikkat çeken kısım, babaların oğullarına olan aşırı düşkünlüğüdür. Fakat kuşak çatışmasından ötürü oğullar bu durumdan fazlasıyla sıkılıp, babaları ile mesafelerini korumaktadırlar.

Akıcı ve yerinde betimlemelerle, muhteşem kurgusuyla, sanattan, müzikten oluşan okura yaşattığı kültürel şölen ile eşsiz bir eser olduğunu düşündüğüm bu kitabı mutlaka okumanızı öneririm arkadaşlar.

Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

''İyi ama şiir inkar edilir mi? Sanattaki, tabiattaki güzelliği kavramak...''

''Zaman, bilindiği gibi bazen kuş gibi uçar, bazen de solucan gibi sürünerek geçer. Ama insan en çok zamanın ağır mı, yoksa çabuk mu geçtiğini fark etmediği vakit kendisini iyi hisseder.''

''Sonra aşk...Bu zaten sahte bir duygu...''

''Bir mezarda olan yürek ne kadar ihtiraslı, ne kadar günah işlemiş, ne kadar isyancı olursa olsun, üstüne biten çiçekler bize masum gözleriyle sakin sakin bakarlar.''

Bol kitaplı günler, sevgiyle...