AŞK VE GURUR

Huzurlu bir yaz gününden herkese merhaba arkadaşlar. Jane Austen'in kaleminden Nihal Yeğinobalı'nın muhteşem çevirisiyle ''Aşk ve Gurur'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

Bennetler, Netherfield'de yaşayan yedi kişilik bir ailedir. Bayan Bennet, kızlarını zengin ve soylu kişilerle evlendirmenin hayalini kurar. O sıralarda Netherfield'de yaşayan Bay Bingley oldukça zengin, yakışıklı ve sevecendir. Bir gün Bennet ailesi Bay Bingley'i ziyarete gider ve onunla tanışır. Netherfield'de balo düzenlenir. Bayan Bennet kızlarının güzelliklerine güvenerek Bay Bingley'in içlerinden birisini beğeneceğini umar. Umduğu gibi de olur. Bay Bingley, Bennet ailesinin en büyük kızı Jane'ye aşık olur. Bay Bingley kibar ve sevecen tavırlarıyla herkesin ilgisini kazanır. Ancak Bay Bingley'in en yakın arkadaşı Bay Darcy göstermiş olduğu kibirli tavırlarıyla herkesi kendinden soğutur. Bay Darcy'nin Bay Bingley ile kıyaslandığında daha soylu ve zengin olmasına rağmen bunun bir değeri yoktur. Balo sırasında Bay Darcy'nin, Bennet ailesinin kızlarından olan Elizabeth'i küçümsemesi tüm aileyi rahatsız eder ve ona karşı ön yargı beslemesine neden olur. Daha sonraları düzenlenen davetlerde Bay Darcy, Elizabeth'ten hoşlanmaya başlar.

Bir gün Bay Bingley, Jane'yi yemeğe çağırır. Ailesi Jane'in orada kalması için onu arabayla göndermek yerine atla gönderirler. O akşam yolculuk sırasında yağmur yağdığı için Jane hasta olur ve birkaç gün Bay Bingley'in evinde kalmak durumunda kalır. Ablasına çok düşkün olan Elizabeth, Jane'in kaldığı eve gider. Jane bu ziyarete sevinse de Bay Bingley'in kız kardeşleri bunu yakışıksız bulur. Jane kendini daha iyi hissetmeye başladığında geri dönmeye karar verirler.

Jane ve Elizabeth, evlerine döndükleri zaman kuzenleri Bay Collins'in onları ziyaret edeceği haberini alırlar. Collins'in oraya gelme nedeni kendine bir eş bulmak istemesidir. Jane ile evlenmek isteyen Collins, onun nişanlanmak üzere olduğunu öğrenince Elizabeth ile yakınlık kurmaya başlar. Ancak Elizabeth, Bay Darcy'nin babasının kahyasının oğlu olan Wickham adında genç subaya ilgi duymaktadır. Bu yüzden Collins'in evlilik teklifini reddeder.

O sıralarda Jane, Bay Bingley'den Londra'ya taşındıklarına dair haber alınca resmen yıkılır. Ailesi de bu durumu felaket olarak nitelendirir. Elizabeth, hoşlandığı genç subay Wickham'dan Bay Darcy'ye dair duyduklarından yola çıkarak Bay Darcy'nin kalpsiz ve kendini beğenmiş olduğu kanısına varır. Jane, yengesinin yanına Londra'ya gider. Ancak Bay Bingley onu görmeye gelmediği için bütün umudunu yitirir.

Sıradan geçen iki ayın ardından Elizabeth, Bay Collins ile evlenen arkadaşı Charlotte'yi ziyarete gider. Bay Darcy'nin teyzesi Bayan Catherine ile tanışma fırsatı bulur. Elizabeth sık sık yürüyüşe çıktığı sıralarda Bay Darcy ile sürekli tesadüf eder. Sonrasında Bay Darcy'nin kuzeni Albay Fitzwilliam ile yaptığı sohbetler sırasında Bay Bingley'i ablası Jane'den uzaklaştırmak için Londra'ya götüren kişinin Bay Darcy olduğunu öğrenir. Bu bilgi Bay Darcy'ye olan nefretini daha da arttırır.

Zamanla Elizabeth'e olan duygularını içinde tutamayan Bay Darcy ona evlenme teklifi eder. Ancak Elizabeth, Bay Darcy'nin kötü ve kibirli olduğunu düşündüğü için bu teklifi reddeder. Ertesi gün Bay Darcy'den gelen mektupla Elizabeth onunla ilgili düşüncelerinde ne kadar yanıldığını anlar. Olayların seyri bundan sonra başlar.

1813 yılında yayımlanmış olan kitap, dönemin İngiltere'sinin sosyal hayatını çok güzel bir şekilde anlatmıştır. Sıradan insanların günlük yaşantıları modern bir niteliğe büründürülerek aktarılmıştır. Kadın karakterlerden Elizabeth'in taşralı bir ailenin kızı olmasına rağmen çok güçlü ve mantıklı bir duruş sergilemesiyle soylu ve çok zengin olan Bay Darcy'nin ilgisini çekişi akıcı ve merak uyandıran bir tarzda okuyucuya sunulmuştur.

Dönemin akrabalık ilişkileri, sosyal sınıf farklılıkları, din adamlarına karşı yapılan eleştiri gözler önüne serilmiştir. Anlatım tarzı ve dili çok sade, betimlemeleri yerinde olan ve ön yargılardan bir nebze olsun arındıracak ve içinizi ısıtacak bu kitabı çok severek ve bir solukta okuyacağınızı düşünüyorum. Kitabını okuduktan sonra da Joe Wright yönetmenliğinde 2005 yılında yayımlanan filmini izlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum.

Kitapta altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

''Eksik bir yön kalmazsa gene düş kırıklığına uğrarım.''

''Her yönden kusursuz olan bir tasarı hiçbir zaman gerçekleşemez.''

''Sen bana, gerçekten sevilmeye değer bir kadının sevgisini kazanabilmek için daha başka erdemlere sahip olmam gerektiğini öğrettin.''

Bol kitaplı günler, sevgiyle...