4 DİYAR KRALLIKLARIN SAVAŞI

  Güzel bir pazar akşamından herkese merhaba arkadaşlar. Metin Can Tığlı tarafından kaleme alınan ''4 Diyar Krallıkların Savaşı'' kitabının yorumlarını paylaşacağım bugün sizlerle.

        Steve, Rose, Emily, Jack ve Benjamin isimli beş kardeş, bir kazada anne ve babalarını kaybeder. Bu olayın ardından Alex Taylor isimli bir adam, Highgate Mezarlığı'na gelir ve Papaz Tom ile konuşarak, çocukların amcası olduğunu ve onları yanına almak istediğini söyler. Çocuklar bu durumu öğrendikten sonra amcalarıyla yaşamayı kabul ederler. 

        Alex Taylor'ın evi Edinburgh'te bir malikanedir. Evin beş hizmetçisi ve bazı kuralları vardır. Alex Taylor, çocuklara bazı odalara ve evin yakınındaki ormana girmemelerini söyler. Fakat bu durum çocukların ilgisini uyandırır.

          Steve, Rose ve Emily ormanda gezintiye çıktıktan bir süre sonra uyuyakalırlar. Uyandıktan sonra kardeşleri Emily'nin olmadığını fark ederler. Onu aramak için bir mağaraya girerler ve burada ışığa doğru yürüdüklerinde zaman tünelinden farklı bir gezegene geçiş yaparlar. Kızıl diyarda yapayalnız kalmışlardır. Bir süre sonra çöl muhafızlarıyla karşılaşırlar. Bulundukları yer Gümüş Kral'ın topraklarıdır.

        Dört diyar; savaş, büyücüler ve ihanetle doludur. Buradaki krallıklar beş çocuğu kehanetteki kurtarıcılar olarak görürler. Dünyada kalan Jack ve Benjamin'i bu diyara getirip, kaybolan Emily'i bulmak zorundadırlar. Amcaları Alex Taylor'ın Dört Diyar Krallığı'ndaki Sidon Krallığı'nın kralı olduğunu ve kraliçe Rae tarafından ihanete uğradığını öğrenirler. Bu diyardaki beş büyücünün üçü lanetlenip kötülüğe hizmet etmeye başlar. Çocuklar tüm bunları öğrendikten sonra kendilerini uçsuz bucaksız bir maceranın içerisinde bulurlar.

        Fantastik, macera türünde olan kitabın anlatımı akıcı ve dili sadedir. Bir film sahnesini andıran kitap, savaş konuludur. Krallıkların mücadelesi inanılmaz etkileyici biçimde aktarılmıştır. Savaş, mücadele, hırs, öfke, cesaret, inanç, bağlılık, güven, özgürlük, dayanışma gibi konuların içerisine aşk da eklenerek kitaba çok tatlı bir dokunuş yapılmıştır. İçerisinde çok sayıda karakter barındırdığı için bu karakterleri not alarak okumak yerinde olacaktır. Sürükleyici ve ilgi çeken yönüyle kitabı iki günde bitirdiğimi söyleyebilirim. Kitapta kardeşlerin birbirine olan bağlılıkları, savaş esnasındaki birbirlerine aşıladıkları cesaret, birbirlerine duydukları güven ve hiç pes etmeyişleri beni en çok etkileyen kısımlardı. Kitabı, yazarın kitabını yazarken ilham aldığı müzikler arka fonda olmak üzere, büyük bir keyif ve hevesle okudum. Yazarın kalemini çok beğendiğim için bir sonraki kitaplarını da heyecanla bekliyor olacağım. 

        Altını çizdiğim satırları sizlerle paylaşmak isterim:

       ''Esaret altında ölmektense kahramanca savaşıp bir sonraki nesile güzellikler bırakmak ve adınızı nesilden nesile anlatmak için gün bugündür.''

      ''Kendinle ilgili sırları insanlarla hemen paylaşma, bırak her zaman bir gizemli tarafın olsun.''

      ''Ölmekle yaşamak arasındaki çizginin üzerinde, özgürlükleri için savaşacaklardı.''

      Bol kitaplı günler, sevgiyle...