top of page

O MUYDU?


Güzel bir temmuz akşamından herkese merhaba arkadaşlar. Blog yazılarımı daha önce okumuş olanlar bilir Stefan Zweig hayranlığımı. Sizlerden gelen tavsiyeler üzerine Zweig okumaya bir süre ara verip farklı tarzdaki yazarların eserlerinden paylaşımlarda bulunmuştum. Fakat yine bir Zweig eseri okurken buldum kendimi. Aradan ne kadar süre geçerse geçsin sanırım bu değişmeyecek :) İnsan karakterlerinin derin, etkili ve bolca betimlemeli psikolojik çözümlemelerine alışkın olduğumuz Stefan Zweig'ın bu defa bir köpeğin iç dünyasını bizlere sunduğu eser: ''O Muydu?''

Duygularınızı abartarak yaşadığınız zamanlar oldu mu? Sevinçlerinizi başkalarının gözüne sokarcasına yaşadığınız, hüzünlerinizin en dip noktalarını çevrenizdekilere yansıttığınız ve sonuçlarına katlanmak durumunda kaldığınız zamanlar...Peki ya bu abartılı duygu karmaşası alışkanlık haline geldiyse ve siz bundan bihaber değer verme biçiminizde bir denge tutturamadıysanız? İşte o zaman kendinizle birlikte sevdiklerinizi de bir girdaba sürüklüyorsunuz demektir.

Stefan Zweig'ın ''O Muydu?'' eseri komşuları Betsy'nin gözünden, başlangıçta çocukları olmadığı için bir köpeği sahiplenen ailenin dramatik öyküsünü ele alır. Eser huzurlu bir İngiliz taşrasında geçiyor. Aşırı davranışlarıyla ön planda olan John Charleston'un köpeği Ponto'yla ilişkisi Betsy'nin müthiş detaycı, titiz gözlemleriyle anlatılıyor.

Farklı kurgusu, akıcı anlatımı ve sorgulatan karakter analizleriyle Zweig yine şahane bir eser ortaya koymuş. Köpekleri çok seven biri olarak bir köpeğin iç dünyasının ele alınmış olmasının beni fazlasıyla etkilediğini söyleyebilirim. Zweig eserleri okurken karakterlerle tartışma içerisine girmeniz kaçınılmaz. ''Hayıııır! Bunu yapamazsın!'' gibi yüksek sesli tepkiler veriyorsanız yalnız olmadığınızı bilin. Zweig okurken kendimi dış dünyadan soyutlamış şekilde eserin içinde buluyorum. Birçok yazar, eserlerinin okunurken bilincin korunması ve dış dünyaya karşı da açık olunması gerektiğini savunur. Zweig yaşasaydı ne düşünürdü bilemiyorum. Fakat tutkulu karakterlerin yazarı olan bu büyük ustanın tamamen kendini eserlerine kaptıran ve dış sesleri duymayan okurlar tercih edeceğini varsayarak mutlu oluyorum. Sizce de tutkulu bir yazarın tutkulu okuyucuları olmamalı mı?

Birçok kitabında bir karakter sizi karşınıza alıyor ve muazzam gözlem ve tasvir yeteneğiyle tüm hikayeyi anlatıyor. Siz de olayların, kişilerin, entrikaların içinde kayboluyorsunuz. Konuşma havası içinde başlanılan olaylar gitgide karmaşık bir hal alıyor. Kızıyorsunuz, gülümsüyorsunuz ve tavsiye veriyorsunuz. Evet, evet...Yanlış duymadınız, kişilerle öylesine bütünleşiyorsunuz ki onları karşınıza alıp nasihatlerde bulunuyorsunuz.

Kitapta pek çok altını çizdiğim satır yer almakla birlikte en beğendiklerimi paylaşmak isterim: ''Böyle insanın gözüne sokarcasına mutlu olmak ve duygularını arsızca sağa sola saçmak utanmazlık. Böyle bir taşkınlık, böyle bir münasebetsizlik karşısında ben olsam çıldırırdım. Adamın mutluluk gösterileriyle ve insanı öldüren canlılığıyla karısını ağır bir mutsuzluğa sürüklediğini görmüyor musun?'' Köpeğin davranışlarının temelinde sahibinin bilinçsizce gösterdiği aşırı ilginin olduğuna şu cümleleriyle dikkat çeker yazarımız: ''Asıl 'köpekçe' olarak nitelenmesi gereken Doğulu bir paşa rolünü muazzam bir oyunculuk başarısı göstererek canlandıran terbiyesiz hayvanın davranışları değil, yaltaklanıp duran Limpley'in iptilasıydı.'' Köpeğin iç dünyasının dışa yansımasını ise şu cümleleriyle ele alır: ''Bir hayvanın bakışı en zor anlarda bir insanınkinden çok daha etkili, neredeyse diyebilirim ki konuşkan olabilir; çünkü biz duygularımızın, düşüncelerimizin çoğunu, bunları aktaran kelimelere havale ederiz, buna karşılık konuşma becerisi olmayan hayvan bütün ifadeyi göz bebeklerinde toplar.''

Diğer eserlerinden farklı olarak polisiye bir kurguyla ''Kim yaptı?'' sorusu etrafında anlatılan olay örgüsü neticesinde bakalım katilin kim olduğu bulunabilecek mi? Etkileyici, derin duygu çalkantılarıyla ''O Muydu?'' eserini okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum arkadaşlar. Marya Mannes'in de dediği gibi: ''Akıllı insanların işareti, duyguları aklın uygulanmasıyla kontrol etme yetenekleridir.'' Aşırılıkların olmadığı, dengeli bir yaşam sürmenizi diliyorum. Sevgiyle...

Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud
Henüz etiket yok.
bottom of page