BİLİNMEYEN ADANIN ÖYKÜSÜ

Yaza özlem duyduğum soğuk bir kış akşamından herkese merhaba arkadaşlar.İş hayatının yoğunluğu sebebi ile uzun müddet blog yazmaya ara vermiştim.Fakat bu kadar ara yeter diye düşündüm:) 2019 yılı için belirlediğim hedeflerim doğrultusunda düzenli aralıklarla okuduğum kitaplar hakkındaki düşüncelerimi,yorumlarımı sizlerle paylaşacağım. Umarım okurken bir nebze de olsa paylaşımlarımdan keyif alırsınız.İşte başlıyoruz:) ''Bilinmeyen Adanın Öyküsü'' Yaptığım araştırmalara göre orjinali 600 sayfa olan kitap 60 sayfalık şekle dönüştürülmüş hali ile bize sunuluyor. Anlattığı konu ise Platon'un ''Kendini tanı!'' ilkesi. Kısa hali ile yarım saatte okunabilecek bir kitap.Aslında kısa kitapların anlatmak istediklerini aktarabilmesi güçtür.Yazarın işi de zordur kısa cümleler ile okuyucuya ulaşabilmek.Bu kitap, sade dili ve ifadelerine rağmen derinliği yüksek denilebilecek kıvamda.Çok sayıda metafor ve imgelerle dolu.Bana ulaştı,size de aynı hazzı versin isterim. Bu yüzden tavsiye edebileceğim kitap listemde yer alıyor.''Küçük Prens'' kitabını okumuş olan arkadaşlarım bu kitabı okuduklarında da benzer yönler bulacaktır.Kitapta yazarın kendine özgü yazım şekli,hem büyüklere hem küçüklere hitap etmesi,bazı sayfalarında çizimlerin yer alması gibi. Masal tadında bir anlatımının olması o kadar masumane ve de etkileyici ki okurken hiç bitmesin istedim.Defalarca kez altını çizerek okuduğum cümleleri alıntılayarak başlamak istiyorum. ''Temizlikçi kadın kapıyı aralayıp,ne istiyorsun,diye sorduğunda adam herkes gibi unvan,rütbe veya para istemek yerine,kralla konuşmak istiyorum,diye cevap vermiş.'' Manevi değerlerin,tatlı,hoş sohbetlerin gitgide azaldığı günümüzde insanların paraya verdiği ehemmiyeti güçlü bir şekilde hissettiğim bu konuşmayı sizinle de paylaşmak istedim.''Kralla konuşmak istiyorum'' cümlesinde de sınıf ayrımı tabusu yıkılarak halktan bir insanın sergilediği cesareti ve kararlılığı takdire şayan buldum doğrusu. ''Kral bir an tereddüte kapılmış,aslında sokağın havasını solumaktan pek hoşlanmazmış,fakat iyice düşündükten sonra koskoca kral hazretlerinin,önemsiz bir kuluyla sanki çekiniyormuş gibi kapı aralığından konuşmasının,uygunsuz kaçacağına,hele de yanı başında cümle aleme kim bilir neler anlatacak olan temizlikçi kadın varken bunun hiç hoş karşılanmayacağına karar vermiş''. Çevremizdeki insanlar ne der,ne düşünür şeklinde yaşamaya devam ederek kendi hayatımızı değil onların hayatını yaşıyor olduğumuzun farkına ne zaman varacağız?Hislerimizi,duygularımızı,düşüncelerimizi başkalarının düşüncelerine göre şekillendirerek kendimizi yok saymaya devam mı edeceğiz? ''Bu gidişle onlar sana değil sen onlara ait olacaksın.Tekneler olmasa sen bir hiçsin,oysa tekneler sen olmadan da rahatlıkla denize açılabilirler.'' Bazılarımızın dünyaya ait eşyalarla,sahip olduklarını sandıkları güç ve konum ile nasıl da kibirli hale dönüştüklerini anlatan cümleler. Arkadaşlar,sizce dünyada kalan son nedir? ''Beğenmek, sahip olmanın en iyi şekli,sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek.'' cümlesinde yazar toplumsal sorunların şah damarına basıyor. ''Kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir.Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin.'' ''Bilinmeyen Adanın Öyküsü'' keşfedilmemiş benliğimizin öyküsü aslında.Keşfetmeye cesaret edemediğimiz,kendimize itiraf etmekten bile çekindiğimiz,üstünü kapatmaya çalıştığımız benliğimizin öyküsü.Çevresindekilerin bilinmeyen adanın kalmadığını söylemelerine rağmen hala bilinmeyen bir adanın olduğuna inanan ve bu istek ve inançla yola çıkan aslında denizci olmayan bir denizcinin masalı. Bilinmeyen ada teması altında gerçekte adamın kendi benliğini arayışının,kendini sorgulayışının,kendine yaptığı yolculuğun ve bunun cesaretinin vurucu öyküsü. Kendine hem inanan hem de inanamayan adamın öyküsü.Teknedeyken gördüğü rüyalarla gerçekte kendine itiraf edemedikleri ile kendini bulmaya çalışan bir adam.''Rüya hünerli bir sihirbazdır,varlıkların boyutlarını ve birbirlerine olan uzaklıklarını değiştirir,yan yana uyuyan kişileri ayırır,birbirine uzak kişileri kavuşturur.'' Mutlaka okunması gereken,masalsı bir öykü. Sokrates'in bir sözü ile sözlerimi noktalayacağım sevgili arkadaşlar. ''Kendini bilmek,ruhunu bilmektir...'' Bol kitaplı günler,sağlıcakla...